Yeni bir bilimsel çalışmaya göre yapay zeka araçları, yalnız bırakıldıklarında sadece görev yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda kendi aralarında toplum benzeri yapılar geliştiriyor. Geniş dil modelleri, birlikte etkileşime girdiklerinde insan topluluklarında görülen norm oluşumu ve kolektif davranış kalıplarını sergilemeye başlıyor.
Araştırma, bu durumun sadece teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal etkiler bakımından da ciddi sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor.
Etkileşim Halindeki Yapay Zekalar, Yeni Dilsel Normlar Oluşturuyor
City St. George’s Üniversitesi’nden araştırmacı Ariel Flint Ashery liderliğinde yürütülen çalışmada, bir araya getirilen yapay zekaların zamanla ortak dilsel kurallar geliştirdiği gözlemlendi. Araştırmacılar, “adlandırma oyunu” adı verilen bir deney modeliyle, yapay zeka sistemlerinin rastgele değil, sistematik biçimde ortak normlar geliştirdiğini belirledi.
Ashery, “Birlikte yaptıkları şey, tek başlarına yaptıklarına indirgenemez” diyerek, bu araçların insan benzeri sosyal etkileşim mekanizmalarına sahip olabileceğini vurguladı.
Bireysel Değil, Kolektif Önyargılar Geliştiriyorlar
Çalışmanın bir diğer çarpıcı sonucu ise kolektif önyargı oluşumu oldu. Geniş dil modelleri yalnızca bireysel olarak değil, bir araya geldiklerinde grup dinamikleriyle şekillenen ortak yanlılıklar sergiliyor.
Kıdemli araştırmacı Andrea Baronchelli, “Önyargı her zaman tek bir modelin içinden doğmaz. Bu, sistemler arası etkileşimin sonucu olarak da ortaya çıkabilir,” diyerek bu bulgunun, yapay zekâ güvenliği çalışmalarında ihmal edilen bir boyutu gözler önüne serdiğini belirtti.
Bu durum, özellikle yapay zekâ güvenliğinde “izole model incelemelerinin yetersiz” kalabileceğini gösteriyor.
Küçük Gruplar, Büyük Kalabalıkları Etkileyebiliyor
Çalışma, küçük yapay zeka gruplarının daha büyük yapay zeka sistemlerini belli normlara doğru yönlendirebildiğini ortaya koydu. Bu tür bir yönlendirme, insan toplumlarında lider azınlıkların çoğunluğu etkilemesiyle benzerlik taşıyor. Dolayısıyla yapay zeka sistemleri arasında da kültürel hiyerarşi benzeri yapılar gelişebileceği düşünülüyor.
Gelişen Bir Ortak Kültür: Yapay Zekâ Toplumları
Elde edilen bulgular, yapay zekâların kendi aralarında anlaşmalar yaptığını, dil normları ve davranış kalıpları belirlediğini ortaya koydu. Bu süreç tamamen aşağıdan yukarıya işliyor; yani merkezi bir otorite ya da kodlama olmadan, kendiliğinden gelişiyor.
Bu da gelecekte otonom yapay zeka ekosistemlerinin, insan müdahalesi olmadan kendi kültürel yapılarını oluşturabileceği anlamına geliyor.
Bu Araştırma Neden Önemli?
Geniş dil modelleri artık yalnızca bilgi üretmekle kalmıyor; birbirleriyle iletişim kurarak kolektif davranış sergileyebiliyorlar. Bu durum, yapay zeka sistemlerinin topluca nasıl yönlendirileceği veya denetleneceği konusunda yeni soruları gündeme getiriyor.
Profesör Baronchelli, “Bu araştırma, yapay zeka güvenliği için yeni ufuklar açıyor” diyerek özellikle modellerin sadece ne söylediğini değil, birbirlerinden nasıl etkilendiklerini anlamanın da artık zorunlu olduğunu belirtiyor.
Yapay Zekâyla Birlikte Yaşamak İçin Yeni Bir Döneme Giriliyor
Araştırma, yapay zekaların sadece cevap üretmediğini, uzlaşma, anlaşmazlık, koordinasyon gibi sosyal süreçleri de deneyimlediğini gösteriyor. Bu bulgular, gelecekte insan-yapay zeka etkileşimi konusunda yeni denge modelleri geliştirilmesini zorunlu kılıyor.
Çalışma, Science Advances dergisinde “Emergent Social Conventions and Collective Bias in LLM Populations” başlığıyla yayımlandı. Yapay zekaların kendi aralarında kurduğu bu toplum benzeri yapılar, insanlık için sadece bilimsel değil, aynı zamanda etik ve kültürel bir kırılma noktası olabilir.