Türkiye’de alternatif tıp ve doğal yaşam denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Yogi Kazım, namıdiğer Kazım Gürbüz, 105 yaşında hayatını kaybetti. Adana’da uzun yıllardır sürdürdüğü yaşam felsefesi, bedensel ve ruhsal tedavi yöntemleriyle binlerce insana umut olmuştu. Gürbüz’ün cenazesi, 25 Nisan 2025 günü Şahinağa Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Alternatif Tıbbın Sıra Dışı İsmi
Felçten MS hastalığına, omurilik zedelenmelerinden kas hastalıklarına kadar birçok rahatsızlık için geliştirdiği yöntemlerle bilinen Yogi Kazım, kendi sistemini “YOKA” adıyla tanımlıyordu. Bu sistem, yalnızca bedeni değil, aynı zamanda ruhu da tedavi etmeye dayalı bir yaklaşımdı. Kendi beden yaşını 38 olarak gösterdiğini savunan Gürbüz, bu iddiasını irade gücüne, doğru beslenmeye ve meditasyona dayandırıyordu.
Uluslararası Tanınırlık
Kazım Gürbüz’ün uyguladığı sistem yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın farklı bölgelerinde de ilgi görmüştü. 1968 yılında Suudi Arabistan Kralı İbn-i Suud, 1984’te ise Fildişi Sahilleri Cumhurbaşkanı Felix Houphouet gibi liderler, Gürbüz’ün tedavi yöntemlerinden yararlanmak için kendisine başvurmuştu. ABD’den Avrupa’ya kadar birçok ülkeden davetler alan Yogi Kazım, tüm bu tekliflere rağmen Türkiye’de kalmayı tercih etti.
“Beni Ruhum İyileştirdi”
2015 yılında verdiği bir röportajda, bedenini iyileştirme sürecini şu sözlerle anlatmıştı:
“Ruh bedeni çok iyi beslerse beden kolay kolay ihtiyarlamaz. Doktorlar hastalıkların çeşidine göre bilgiler uygular; ancak tedavi insanın kendi beynindeki güçle gerçekleşir.” Bu açıklamalarıyla, insanın kendi içinde barındırdığı şifaya dikkat çekiyor, zihin ve beden uyumunun mucizeler yaratabileceğine inanıyordu.
Felçten Mucizevi Dönüş
Hayatında birçok dönüm noktası olan Kazım Gürbüz, bir trafik kazası sonucu belden aşağısı felç kaldığında da pes etmedi. Tıbbın “sakat kalacaksın” dediği noktada o, vücudunu yeniden ayağa kaldırdı. Bu süreci şu sözlerle özetlemişti:
“Vücudumu tanıyordum. Ruhumla konuştum. Kendime inandım. Sabırlı oldum. Ve yeniden yürümeyi başardım.”
Kanserle Mücadelesi
2001 yılında yaşadığı bir besin zehirlenmesinin ardından kansere yakalandığı bildirilen Gürbüz, bu kez de beynindeki güçle iyileşeceğine inandı. Sol böbreği, dalağı ve pankreasının bir kısmı alınmıştı. Doktorlar tüm hareketlerden kaçınması gerektiğini belirtmişti. Ancak o, yeniden ayağa kalktı.
“Kendime ‘Ben bunu yeneceğim’ dedim. Beyin gücümle bedenimi yönlendirdim. Ruhumla savaşmadım, onunla barıştım” demişti.
“Bu Güç Hepimizde Var”
Gürbüz, hayatı boyunca yalnızca kendi şifasını değil, başkalarının da bu potansiyeli fark etmesini sağlamaya çalıştı.
“Bendeki meziyet ve hakimiyet hepinizde var. Önemli olan fark etmek ve içimizdeki gücü açığa çıkarmaktır” diyerek insanlara umut aşılıyordu.
Basit Yaşam, Büyük Mucizeler
Uzun yaşam sırrını ise sade bir dille paylaşıyordu:
“Günde 5 dakikanıza kendinize ayırın. Kaliteli bal, sebze ve meyve tüketin. Bol su için. Hareket edin. Hareket hayatın anahtarıdır.”
Sosyal Medyadan Duyuruldu
Yogi Kazım’ın vefat haberini oğlu Zeki Ruşen Gürbüz sosyal medya üzerinden paylaştı. Haber, kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanında yankı uyandırdı. Takipçileri ve öğrencileri, onun öğretilerine sadık kalarak yaşamaya devam edeceklerini belirtti.
Geride Bıraktığı Miras
105 yıllık yaşamı boyunca pek çok sağlık krizini geride bırakan Kazım Gürbüz, bedensel sınırların zihinle aşılabileceğine olan inancı ve uygulamalarıyla yalnızca bir yogi değil, bir yaşam öğretmeni olarak da anılıyor. Türkiye’de alternatif sağlık yaklaşımına öncülük etmiş, kendi bedeninde gerçekleştirdiği dönüşümlerle birçok insana örnek olmuştu. Onun ardından söylenebilecek en anlamlı cümle belki de şudur:
“Bir ömür değil, bir öğreti sona erdi.”