Okyanus kirliliğinin deniz canlıları üzerindeki ölümcül etkisine dair yapılan en kapsamlı çalışma, yutulan plastik miktarının inanılmaz derecede az olmasının bile bir canlıyı öldürmeye yettiğini ortaya koydu. Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, bir deniz papağanı (puffin) için üç küp şekerden daha az plastik yutmak ölümcül sonuçlar doğuruyor.
Bilim İnsanları Ölüm Riskini Yüzde 90 Olarak Hesapladı
Ocean Conservancy için çalışan bilim insanları, deniz kuşları, deniz kaplumbağaları ve deniz memelilerinin yuttukları farklı türdeki plastik miktarlarının onları yüzde 90 ölüm riskine sokacak dozlarını ölçtü. Araştırmanın baş yazarı ve Ocean Conservancy okyanus plastikleri araştırma yöneticisi Dr. Erin Murphy, sonuçların endişe verici olduğunu belirtti.
Murphy, “Okyanus canlılarının plastik yuttuğunu uzun zamandır biliyorduk, ancak ne kadarının çok fazla olduğunu anlamayı hedefledik,” dedi. “Ölümcül doz, türe, hayvanın büyüklüğüne ve yuttuğu plastik türüne göre değişiyor, ancak genel olarak düşündüğünüzden çok daha küçük bir miktar. Her dakika okyanusa bir çöp kamyonu dolusu plastik girdiğini düşündüğünüzde bu durum büyük bir sorun teşkil ediyor.”
Bu kapsamlı çalışma, yumuşak ve esnek türlerden (poşetler ve yiyecek ambalajları gibi) sert plastiklere (içecek şişeleri gibi bütün veya parçalanmış maddeler) kadar çeşitli plastiklerin yutulmasının deniz canlılarının ölümüne neden olma boyutunu ilk kez bu kadar net bir şekilde sayısallaştırdı.
Türlere Göre Ölümcül Dozlar Değişiyor
Araştırma, farklı deniz canlısı grupları için ölümcül eşikleri somut örneklerle ortaya koydu:
- Deniz Papağanları (Puffinler): Bir küp şekerden daha az plastik yutmak bile bu kuşlar için yüzde 50 ölüm riski taşıyor.
- Adi Deniz Kaplumbağaları (Loggerhead): Bu kaplumbağalar için iki beyzbol topu büyüklüğünde plastik tüketimi yüzde 90 ölüm şansı anlamına geliyor. Yarım beyzbol topundan daha az plastik ise kaplumbağaların yarısında ölüm riskine yol açıyor.
- Deniz Memelileri (Liman domuzları gibi): Bir futbol topu büyüklüğünde plastik miktarı, bu tür deniz memelilerini öldürebiliyor.
Hayvanlar, avlanırken veya besin ararken yüzeyde yüzen plastikleri sıklıkla yanlışlıkla yutuyor. Örneğin, yüzen plastik poşetler deniz kaplumbağalarının yemeyi sevdiği deniz analarına benziyor. Bu yanılsama, doğrudan ölümcül sonuçlara neden oluyor.
Nekropsiler Önemli Veriler Sağladı
Bilim insanları, dünya genelinde gerçekleştirilen 10.412 nekropsinin sonuçlarını detaylı bir şekilde analiz etti. Bu nekropsilerde hem ölüm nedeni hem de hayvanın yuttuğu plastik miktarı biliniyordu. Araştırmacılar, midedeki plastikler ile ölüm olasılığı arasındaki ilişkiyi inceleyerek, toplam plastik parçası ve hacmini modelledi.
Analizler, hangi plastik türünün hangi deniz canlısı grubu için daha ölümcül olduğunu da ortaya çıkardı:
- Deniz Kuşları: Kauçuk ve sert plastikler özellikle ölümcül çıktı.
- Deniz Kaplumbağaları: Yumuşak ve sert plastikler en tehlikeli türler olarak belirlendi.
- Deniz Memelileri: Yumuşak plastikler ve balıkçılık malzemeleri bu canlılar için en büyük risk faktörünü oluşturdu.
Çalışma, ölen deniz kaplumbağalarının neredeyse yarısında (yüzde 47), deniz kuşlarının üçte birinde (yüzde 35) ve deniz memelilerinin yüzde 12’sinde sindirim sistemlerinde plastik bulunduğunu tespit etti.
Çözüm İçin Politika ve Bireysel Eylem Gerekiyor
Bilim insanları, okyanuslardaki plastik krizine son vermek ve daha fazla deniz canlısının ölümünü engellemek için hükümetlerin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Plastik üretiminin azaltılması, atık toplama ve geri dönüşüm sistemlerinin iyileştirilmesi gibi adımlar acil olarak atılmalıdır.
Ocean Conservancy plastik politikaları direktörü Dr. Anja Brandon, “Bu yeni araştırmanın, plastik kirliliğinin yaban hayatı üzerindeki etkisini sayısal olarak ortaya koymasından memnuniyet duyuyoruz,” dedi. Brandon, sorunun tek bir çözümü olmadığını belirtirken, balonlar ve plastik poşetler gibi özellikle sorunlu maddelere yönelik çalışmaların anlamlı olduğunu ifade etti. Deniz yaban hayatını koruma mücadelesinde her politikanın ve her bireysel eylemin büyük önem taşıdığının altını çizdi.
