Şempanzelerin, insan yüz mimiklerini taklit eden bir android robotun esnemesine verdikleri tepki, bilim dünyasında büyük bir merak uyandırdı. Yeni yayımlanan bilimsel araştırmaya göre, şempanzeler yalnızca gözlemledikleri bir robotun yüz hareketlerinden etkilenmekle kalmadı; aynı zamanda bu hareketlere karşılık olarak esneme ve uzanma gibi doğal davranışlar sergiledi. Bu beklenmedik bulgular, hayvan davranışları, sosyal etkileşim ve evrimsel psikoloji açısından yeni soruları beraberinde getirdi.

Esnemenin Evrimsel Kökenine Robotik Dokunuş
Esneme, yalnızca yorgunlukla ilişkilendirilmez. Vücut ısısının düzenlenmesi, dikkat seviyesinin değişimi ve uyanıklıkla dinlenme arasındaki geçiş gibi birçok nörofizyolojik sürecin parçası olarak değerlendirilir. Ancak bu davranışın “bulaşıcı” hale gelmesi, özellikle sosyal türlerde, daha karmaşık sinirsel süreçlerin işareti olabilir.
Araştırmacıların dikkatini çeken konu da tam olarak buydu: Bir başka bireyin esnemesini görmek, neden bazı hayvanlarda esneme davranışını tetikler? Ve bu tetikleyici, yalnızca canlı bir varlık mı olmalı?

Nature’da Yayımlandı: Şempanzeler Robot Esnemesini Taklit Etti
Perşembe günü Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, yaşları 10 ile 33 arasında değişen 14 yetişkin şempanze, özel olarak tasarlanmış android bir kafa ile karşılaştırıldı. Bu robot, 33 farklı dönme motoru aracılığıyla esneme, ağzını açma ve nötr ifadeler oluşturabiliyordu. Her ifade 10 saniye sürdü ve şempanzeler bu yüz hareketlerine maruz bırakıldı.
Her biri yaklaşık 15 dakikalık dört farklı oturumdan oluşan bu deneylerde, bilim insanları şempanzelerin tepkilerini detaylı şekilde inceledi. Kameralarla kaydedilen görüntüler, hem esneme davranışlarının sıklığı, hem de uzanarak geçirilen süre açısından puanlandı.
Robotun Açtığı Ağızla Gelen Tepki
Çalışma sonucunda, şempanzelerden 14’ünün 8’i, robot esnediğinde aynı şekilde esnedi. En çarpıcı sonuç ise robotun ağzını tamamen açtığı anlarda gözlemlendi. Bu durumda esneme davranışı daha fazla tetiklenirken, ağzı kısmen açıldığında tepki azaldı; ağız kapalıyken ise hiçbir tepki gözlenmedi.
Ayrıca yalnızca esneme değil, uzanma ve yatak malzemesi toplama gibi uykuya hazırlık davranışları da ortaya çıktı. Bu bulgu, esnemenin yalnızca refleksif bir tepki olmadığını, aynı zamanda çevresel mesajlara verilen bilişsel tepkilerin parçası olabileceğini düşündürüyor.
Empati mi, Taklit mi? Yoksa Biyolojik Bir Yazılım mı?
Bulaşıcı esneme, daha önce insanlar, köpekler, bazı primatlar ve hatta bazı balık türlerinde gözlemlenmişti. Ancak bu davranışın bir robot tarafından tetiklenmiş olması, bilim insanlarını şaşırttı. Araştırmacılar, bu durumun empati ya da sosyal taklitten ziyade, çevresel ipuçlarına karşı koşullandırılmış biyolojik bir refleks olabileceğini savunuyor.
Bununla birlikte, empati gibi karmaşık sosyal süreçlerin de devreye girebileceği ihtimali göz ardı edilmiyor. Daha önceki çalışmalar, insanlar arasında bulaşıcı esnemenin 4 yaş civarında, şempanzelerde ise 5 yaşlarında gelişmeye başladığını ortaya koymuştu.
Geleceğin Araştırma Alanı: Robotlar ve Hayvan Davranışları
Araştırmanın en dikkat çekici yönlerinden biri de, şempanzelerin robotlara karşı bu kadar doğal ve içgüdüsel tepkiler vermesi oldu. Bilim insanları, bu durumun hayvan davranışları üzerine yapılan robotik araştırmalar için yeni bir kapı aralayabileceğini düşünüyor.
Araştırmanın yazarları, “Bu sonuçlar, cansız modellerin de sosyal ipuçları yaratabildiğini ve hayvanlar üzerinde belirli davranışları tetikleyebileceğini gösteriyor. Gelecekte, robotların gerçekleştirdiği başka eylemlerin de hayvanlar için bulaşıcı olup olmadığını anlamaya çalışacağız,” ifadelerini kullandı.
Cansız Ama Etkili Bir Etkileşim
Bu çalışmayla birlikte, android robotlar ile hayvanlar arasında kurulan ilk davranışsal etkileşim örneği kaydedilmiş oldu. Bilim insanları, bu keşfin yalnızca primat biyolojisi açısından değil, aynı zamanda sosyal etkileşim ve bilişsel evrim alanlarında da büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Araştırmaların ilerleyen aşamalarında, farklı türler ve farklı robotik etkileşimlerle benzer deneylerin tekrarlanması bekleniyor. Böylece “bulaşıcı davranışların” yalnızca canlı bireyler arasında mı yoksa daha geniş bir etkileşim spektrumunda mı oluştuğu netlik kazanabilir.