Londra sanat dünyasında sessiz bir isyan büyüyor. Şehrin en ünlü müzelerinin üyelik kartları artık tek kişilik değil — yüzlerce genç sanatçı tarafından paylaşılıyor.
Artist Membership Project (Sanatçı Üyelik Projesi) adlı bu gerilla dayanışma hareketi, yüksek sergi giriş ücretlerinden bunalan sanatçılara ücretsiz erişim sağlıyor.
Küratör Ben Broome tarafından başlatılan proje, yalnızca üç ay içinde 600’den fazla sanatçıya ulaştı. Broome, hareketi “yarı dayanışma ağı, yarı sanat eseri” olarak tanımlıyor.
Katılımcılar, bir WhatsApp grubunda paylaşılan kodla Tate Modern, Tate Britain, Courtauld Gallery ve National Gallery gibi kurumların üyelik kartlarını gizli kutulardan alıyor, giriş yaptıktan sonra kartı geri bırakıyor.
Broome’un deyimiyle bu sistem, “biraz gizli, biraz punk, biraz da düşük seviyeli anarşi” içeriyor.
Sanatçılar İçin Müzeye Gitmek Lüks Haline Geldi
Broome’un bu fikri bir stüdyo ziyaretinde doğmuş.
Genç bir sanatçıyla yaptığı sohbette “Tate Britain’daki Ed Atkins sergisini gördün mü?” diye sorduğunda aldığı cevap onu düşündürmüş:
“Gitmek isterdim ama bilet 18 sterlin, karşılayamam.”
Bir araştırmaya göre Birleşik Krallık’taki sanatçıların yıllık ortalama geliri 12.500 sterline kadar düşmüş durumda — bu, 2010’a göre %40 azalma demek.
Broome, bu tablo karşısında arkadaşlarından küçük bağışlar toplayarak dokuz büyük müzeye üyelik kartı satın almış.
Kartlar artık gizli noktalarda, sanatçılar arasında sessiz bir paylaşım ekonomisi oluşturuyor.
Kurumlar Tepkili, Sanatçılar Kararlı
Müzeler bu uygulamadan pek memnun değil.
Tate, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Birleşik Krallık’taki ulusal müzeler halka ücretsizdir. Bu yalnızca üyelik gelirleri sayesinde mümkün olabiliyor.”
Royal Academy ve V&A Müzesi de benzer şekilde, geçici sergilerden elde edilen bilet gelirlerinin hayati olduğunu vurguladı.
Ayrıca, üyelik kartlarının paylaşılmasının şartlarda açıkça yasaklandığını hatırlattı.
Yine de birçok sanatçı ve küratör, projenin amacını haklı buluyor.
Whitechapel Gallery direktörü Gilane Tawadros, Guardian’a yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Sanatçılar için sergilere erişim hayati öneme sahip. Bu tür girişimler, sanatçı topluluklarını besleyen yeni modellerin gerekliliğini gösteriyor.”
“Bu Bir İsyan Değil, Hatırlatma”
Broome, projenin uzun ömürlü olmasını hiçbir zaman beklemediğini söylüyor:
“Bu kalıcı bir çözüm değil, bir göstergeydi. Kartlar yağmurdan bozuluyor, kutular paslanıyor. Ama sanatçıların kırılgan koşullarını görünür kıldı.”
Broome’a göre müzelerin ekonomik sıkıntılarıyla sanatçıların yoksulluğu aynı sistemin sonucu:
“Herkes devletin kültüre yatırım eksikliğinin bedelini ödüyor. Fakat şunu unutmayalım — bu kartları kullanan sanatçılar zaten müzeye gitmiyordu. Şimdi en azından içeri girebiliyorlar.”
Pandemi Sonrası Düşen Ziyaretçi Sayıları
Pandemi sonrası Londra’daki sanat kurumları hâlâ toparlanamadı.
Tate müzelerinde ziyaretçi sayısı 2019’a göre %30 düşmüş durumda.
Uzmanlar, bu düşüşün sanatçılara özel erişim politikalarının yeniden değerlendirilmesine neden olabileceğini düşünüyor.
ABD’deki MoMA, sanatçılara düşük ücretli özel üyelik programı sunuyor.
Sanatçılar, web siteleri veya sosyal medya hesaplarıyla üretim yaptıklarını kanıtladıklarında indirimli erişim alabiliyor.
Broome, “İngiltere’de de benzer bir model mümkün,” diyor ve ekliyor:
“Bu insanlar sizin hedef kitleniz. Onları içeri almak kültürel bir kazançtır.”