Uzaylılar neden bizimle iletişim kurmuyor?
NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden astrofizikçi Dr. Robin Corbet, bu kadim soruya sıra dışı bir yanıt getiriyor:
“Belki de artık denemekten sıkıldılar.”
Corbet, “A Less Terrifying Universe? Mundanity as an Explanation for the Fermi Paradox” (Daha Az Korkunç Bir Evren mi? Fermi Paradoksu’nun Açıklaması Olarak Sıradanlık) başlıklı yeni çalışmasında, galaksideki “büyük sessizlik” olarak bilinen Fermi paradoksuna farklı bir yorum getiriyor.
Bilim insanına göre, evrende yaşam olabilir — ama düşündüğümüz kadar ileri veya motive değiller.
“Büyük Sessizliğin” Sebebi: Radikal Sıradanlık
Corbet’in teorisi, “radikal sıradanlık” (radical mundanity) ilkesine dayanıyor.
Bu yaklaşım, evrendeki dünya dışı medeniyetlerin (ETC) sanıldığı kadar ileri düzeyde teknolojiye sahip olmadığını, hatta bazılarının iletişim kurmaya ilgisiz hale geldiğini savunuyor.
Dr. Corbet’e göre Samanyolu’nda yalnızca “mütevazı sayıda” gelişmiş uygarlık bulunuyor.
Ancak bunların hiçbiri büyük ölçekli astro-mühendislik projeleri (örneğin Dyson küreleri veya yıldız enerjisi ağları) gerçekleştirebilecek kapasitede değil.
Hatta böyle bir teknolojiyi denemek, muazzam miktarda enerji gerektirdiği için çoğu medeniyet bunu denemekten vazgeçmiş olabilir.
“Belki de Bizimle Konuşmaktan Vazgeçtiler”
Dr. Corbet, Fermi paradoksu sorusunu — “Evrende milyarlarca yıldız varsa, neden kimse bizimle konuşmuyor?” — şöyle açıklıyor:
“Belki de çok sayıda medeniyet var, ama hiçbiri iletişim kurmak için yeterince motive değil. Çünkü yanıt almak milyonlarca, hatta milyarlarca yıl sürebilir.”
Corbet’e göre, uzun süredir sessiz kalmalarının nedeni “bıkkınlık ya da ilgisizlik” olabilir.
Yani uzaylılar bizden çok daha önce iletişim kurmayı denemiş, ancak sonuç alamayınca “galaktik yalnızlığı kabullenmiş” olabilirler.
“Dünya İlgi Çekici Bir Hedef Değil”
Makalesinde, eğer galakside gerçekten az sayıda ETC varsa, Dünya’nın “ziyaret edilmeye değer” bir yer olarak görülmemiş olabileceğini de öne sürüyor.
Dr. Corbet, “Bizim gezegenimiz galaktik ölçekte oldukça sıradan — ne enerjik, ne stratejik, ne de benzersiz bir hedef” diyor.
Yani uzaylılar varsa bile, bizi sıradan bir veri noktası olarak görmüş olabilirler.
Bu bakış açısı, insanlığın evrendeki “özel konum” inancına ters düşüyor.
“iPhone 42’leri Var Ama Işıktan Hızlı Uçakları Yok”
Dr. Corbet, The Guardian’a yaptığı açıklamada teorisini esprili bir benzetmeyle özetledi:
“Fikir şu; bizden daha gelişmişler ama çok da değil. Sanki iPhone 17 yerine iPhone 42 kullanıyorlar.”
Corbet, bu farkın “yeni fizik yasaları geliştirmek yerine mevcut teknolojileri daha verimli kullanmak” düzeyinde olduğunu söylüyor.
Yani ne ışık hızını aşabiliyorlar, ne karanlık enerjiye dayalı makineleri var.
Sadece birkaç adım önde, ama mucizevi değiller.
Fermi Paradoksu’na Yeni Bir Pencere
Fermi paradoksu, “Eğer evrende bu kadar çok gezegen varsa, neden hâlâ kimseyle karşılaşmadık?” sorusuna verilen en bilinen kozmik bilmecedir.
Bugüne kadar bu paradoksa yüzlerce farklı yanıt getirildi:
- İnsanlığın “kozmostaki hayvanat bahçesinde” izleniyor olması,
- Uzaylıların çoktan “tanınmaz formlara” evrilmiş olması,
- Ya da insanlığın hâlâ çok genç bir medeniyet olması…
Corbet’in “radikal sıradanlık” hipotezi ise tüm bu olasılıkları reddedip basit bir önerme sunuyor:
“Uzaylılar tıpkı bizler gibi — biraz meraklı, biraz bıkkın.”
“Yalnız Olmayabiliriz, Ama Hayal Kırıklığına Hazır Olun”
Dr. Corbet, umutlu bilim insanlarının tamamen yanıldığını düşünmüyor.
Ona göre ETC’lerle iletişim kurma olasılığı “makul düzeyde” ancak sonuçlar beklendiği kadar büyüleyici olmayabilir.
“Bir temas gerçekleşirse, bu insanlık için büyük bir kültürel an olur.
Ama teknolojik açıdan bizi ileri götürmeyecektir; çünkü onlar da bizim kadar sıradan olabilir.”
Corbet, bu senaryonun “daha az korkutucu ama daha olası bir evren” fikrini doğurduğunu söylüyor.