İranlı yönetmen Jafar Penahi, 14 yıl süren film yapma ve yurtdışı yasağının ardından Cannes Film Festivali’ne geri döndü. Yaşadığı baskılardan ve iki kez girdiği hapisten ilham alan Penahi, yeni filmi It Was Just An Accident ile Altın Palmiye (Palme d’Or) kazandı.
Hapisten Cannes’a Uzanan Yol
2010’da “devlete karşı propaganda” suçlamasıyla altı yıl hapse mahkûm edilen Penahi, açlık grevi sonrası serbest kalmıştı. Buna rağmen gizlice film üretmeye devam etti. This Is Not a Film (2011) evde iPhone’la çekildi, Taxi (2015) ise tamamen bir takside geçti.
2022’de yeniden tutuklanan yönetmen, yedi ay hapis yattı ve ikinci kez açlık grevi yaptı. Sonunda hem hapis hem de seyahat yasağı kaldırıldı. Penahi, “Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketi sonrası hükümet affetti. Hapiste geçirdiğim zaman bana çok şey kattı” dedi.
Ödül Alan Hikâye
Altın Palmiye kazanan film, arabasını tamire getiren bir adamı geçmişte işkence gördüğü gardiyanla karıştıran bir tamircinin öyküsünü anlatıyor. Eski tutuklularla buluşan karakterler, hem öfke hem de şüphe içinde adalet arayışına giriyor.
Absürtlük ve küçük esprilerle desteklenen anlatı, İran’daki mizah kültürünü yansıtıyor. Penahi, “Büyük felaketlerden sonra bile insanlar kısa sürede şaka yapmaya başlar” diyerek bu yaklaşımını açıkladı.
Cesur Sinema Duruşu
Sansüre rağmen kadınları başörtüsüz gösteren ve işkenceyi doğrudan ele alan Penahi, filmi İran’da gizlice çekip Fransa’da kurguladı. Bu doğrudan tavır, İran sinemasında ender görülen bir cesaret olarak öne çıkıyor.
Meslektaşı Mohammad Rasoulof ise 2024’te sekiz yıl hapis ve kırbaç cezası almış, Almanya’ya kaçarak filmini orada tamamlamıştı.
Umutlu Mesaj
Cannes dönüşünde Tahran Havalimanı’nda coşkuyla karşılanan Penahi, “Özel bir beklentim yok. Sadece geri dönüyorum, sonra göreceğiz” dedi. Yönetmen, Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketinin ülkesinde geri dönüşü olmayan bir değişim başlattığını da ekledi:
“Durum hâlâ özgür değil ama insanlar direndikçe hükümet eskiye dönemiyor.”