Dünya genelinde kentsel dönüşüm projeleri genellikle mahalle ölçeğinde yürütülürken, İsveç’in kuzeyinde hayata geçirilen bir proje bu tanımı kökten değiştiriyor. Dünyanın en radikal kentsel dönüşüm projesi olarak anılan bu süreçte, bir şehir neredeyse tamamıyla yer değiştiriyor. Söz konusu kent, Kuzey Kutup Dairesi’nin 145 kilometre kuzeyinde bulunan ve İsveç’in en kuzeydeki yerleşimi olan Kiruna.
Binlerce sakin ve yüzlerce yapı, şehrin yaklaşık üç kilometre doğusunda inşa edilen yeni yerleşim alanına taşınıyor. Bu sıra dışı dönüşümün arkasında ise estetik ya da plansal değil, jeolojik bir zorunluluk bulunuyor.
Kiruna Neden Taşınıyor?
Kiruna’daki dönüşümün temel nedeni, şehrin altında yer alan yeraltı demir cevheri madeninin genişlemesi. LKAB tarafından işletilen bu maden, yıllar içinde büyüdükçe zeminde çökme riski oluşturdu. Zemin stabilitesinin bozulması, mevcut şehir merkezinin güvenliğini tehdit eder hale geldi.
Bu nedenle İsveçli yetkililer ve LKAB, radikal bir kararla şehrin taşınmasını gündeme aldı. 2004 yılında alınan bu karar, başlangıçta kamuoyuna uzak bir ihtimal gibi görünse de, bugün geri dönülmez bir sürece dönüşmüş durumda. 2035 yılına kadar tamamlanması hedeflenen proje kapsamında, Kiruna’nın eski merkezinin büyük bölümü boşaltılıyor.
CNBC: “Eşi Benzeri Yok”
Uluslararası ekonomi ve şehircilik çevrelerinin de yakından izlediği bu süreç, CNBC tarafından “dünyanın en radikal kentsel dönüşümlerinden biri” olarak tanımlanıyor. Zira burada yalnızca binalar değil; şehir hafızası, kamusal alanlar ve toplumsal ilişkiler de yeni bir mekâna taşınıyor.
Proje kapsamında bugüne kadar binlerce kişi evlerinden ayrıldı. Okullar, kamu binaları, yollar ve hatta sembolik yapılar bile ya taşınıyor ya da yeniden inşa ediliyor. Bu durum, Kiruna’yı klasik bir dönüşüm örneğinden çok, planlı bir kentsel göç haline getiriyor.
Tek Bir Şirkete Bağımlı Bir Kent
Kiruna’nın hikâyesi, aynı zamanda tek bir ekonomik aktöre bağımlı şehirlerin kırılganlığını da gözler önüne seriyor. Göteborg Üniversitesi’nde kıdemli öğretim görevlisi olan Jennie Sjöholm, CNBC’ye yaptığı değerlendirmede bu noktaya dikkat çekiyor.
Sjöholm’e göre Kiruna, dışarıdan bakıldığında egzotik bir kuzey kenti gibi algılansa da, gerçekte ekonomik olarak tek bir şirkete bağımlı küçük bir kasaba. Bu bağımlılık, şehir planlamasından istihdama kadar pek çok alanda belirleyici rol oynuyor.
125 Yıllık Bir Maden Şehri
Kiruna, yaklaşık 125 yıl önce, devlet şirketi LKAB’nin demir cevheri madenciliği faaliyetleri için kuruldu. Zamanla yalnızca bir maden kasabası olmaktan çıktı; bugün Avrupa’nın uzay merkezine ve dünyanın en büyük yeraltı demir cevheri madenlerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Her ne kadar küresel ölçekte LKAB dev bir şirket olarak görülmese de, Avrupa Birliği açısından önemi tartışılmaz. Şirket, AB’de çıkarılan tüm demir cevherinin yaklaşık yüzde 80’ini tek başına karşılıyor. Bu da Kiruna’nın, Avrupa sanayisi için stratejik bir nokta olmasını sağlıyor.
Avrupa’nın En Büyük Nadir Toprak Yataklarından Biri
Kiruna’nın önemi yalnızca demir cevheriyle sınırlı değil. CNBC’nin aktardığı bilgilere göre bölgede, Avrupa’nın bilinen en büyük nadir toprak yataklarından biri tespit edildi. Bu yataklar, özellikle yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji teknolojileri ve yüksek teknoloji üretimi için kritik öneme sahip.
Bu keşif, LKAB’nin ve dolayısıyla Kiruna’nın stratejik değerini daha da artırdı. Ancak aynı zamanda şehir üzerindeki baskıyı da büyüttü. Zira madenin genişlemesi, kentsel alanla doğrudan çatışır hale geldi.
Politik, Ekonomik Ve Çevresel Gerilimler
Kiruna’nın taşınması, teoride planlı bir süreç gibi görünse de pratikte ciddi engeller barındırıyor. Politik aktörler, yerel halk, çevreciler ve ekonomik paydaşlar arasında yoğun tartışmalar yaşanıyor. Belediye yönetimi ve LKAB, dönüşümün sürdürülebilir şekilde ilerleyebilmesi için daha fazla arazi tahsisi ve devletten ek mali destek talep ediyor.
Öte yandan çevresel kaygılar da giderek yükseliyor. Yeni yerleşim alanlarının doğa üzerindeki etkisi, kuzey ekosisteminin hassasiyeti ve karbon ayak izi gibi konular, projeyi yalnızca bir şehircilik meselesi olmaktan çıkarıyor.
Sembolik Yapılar Da Taşınıyor
Kiruna’nın taşınması sürecinde en çok dikkat çeken anlardan biri, Kiruna Kilisesinin yer değiştirmesi oldu. Ağustos 2025’te gerçekleştirilen bu taşıma operasyonu, uluslararası medyada geniş yer buldu. Kilise, kentin kimliğini temsil eden en önemli yapılardan biri olarak kabul ediliyor.
Aynı dönemde LKAB, maden genişlemesinin yalnızca mevcut taşınmayla sınırlı kalmayacağını da duyurdu. Şirketin açıklamasına göre, önümüzdeki yıllarda yaklaşık 6 bin kişinin ve 2 bin 700 evin daha yer değiştirmesi gerekecek.
Milyarlarca Dolarlık Bir Bedel
Bu devasa dönüşümün ekonomik boyutu da dikkat çekici. LKAB, 10 yıl içinde yaklaşık 2,4 milyar dolar tutarında tazminat maliyeti öngörüyor. Bu rakam, konut bedellerinden taşınma masraflarına, altyapı yatırımlarından kamusal binalara kadar geniş bir kalemi kapsıyor.
Ancak uzmanlara göre mesele yalnızca para değil. Kiruna’da asıl sınav, toplumsal uyumun ve şehir kimliğinin yeni yerleşimde ne ölçüde korunabileceği olacak.
Bir Şehir, Bir Deney
Sonuç olarak Kiruna, bugün bir şehirden çok yaşayan bir deney alanı olarak görülüyor. İklim, ekonomi, madencilik ve şehircilik arasındaki karmaşık ilişkinin somutlaştığı bu örnek, gelecekte benzer sorunlarla karşılaşabilecek kentler için önemli dersler barındırıyor.
İsveç’te bir şehrin yer değiştirmesi, yalnızca coğrafi bir hareket değil; aynı zamanda modern kentlerin sınırlarını ve dayanıklılığını sorgulatan tarihi bir süreç olarak kayda geçiyor.
