Avustralya’nın efsanevi şarkıcı-söz yazarı Paul Kelly, yeni albümü Seventy ve 70 yaşına ulaşması üzerine yaptığı kapsamlı röportajda, kariyerini, ölümsüz karakterlerini ve popüler kültüre dair en tartışmalı görüşlerini paylaştı. Özellikle, John Lennon‘ın küresel marşı Imagine hakkındaki sert sözleri, müzik camiasında büyük bir yankı uyandırdı. Kelly, bu şarkıyı “muhtemelen gelmiş geçmiş en kötü şarkılardan biri” olarak nitelendirerek, şarkıya tahammül edemediğini açıkladı.
70 Yaşına Ulaşmak ve Şarkılarında Ölüm Teması
Yeni albümüne adını veren ve kendisinin de 70 yaşına bastığı bu dönüm noktasını değerlendiren Paul Kelly, 70 sayısının kendisi için çok hoş bir sayı olduğunu ve İncil’de de yeri olduğunu belirtti. Kelly, 70 yaşına ulaşmayı bir başarıdan çok, büyük bir şans olarak gördüğünü ifade etti. “Oldukça pervasızdım ve riskler aldım. Bu yüzden 70 yaşına ulaştığım için kendimi şanslı hissediyorum” dedi. Buna ek olarak, Kelly genç yaşlarından itibaren ölümün yakınlığı hakkında şarkılar yazdığını, Neil Young gibi tüm şairlerin zamanın kısalığıyla ilgilendiğini dile getirdi.
Kelly’nin meşhur şarkıları How to Make Gravy ve To Her Door‘un kahramanı Joe karakteri de gündeme geldi. Kelly, Joe’yu öldürmesine rağmen karakterin susmadığını ve yeni şarkısı Rita Wrote a Letter‘da bile konuşmaya devam ettiğini mizahi bir dille anlattı. Hayranlarının Joe’nun neden hapiste olduğunu sormasına rağmen, dürüstçe detayları bilmediğini itiraf etti; nitekim, şarkı yazarken her zaman tüm detaylara hakim olmak gerekmediğini vurguladı.

En Tartışmalı Pop Kültür Görüşü: Imagine Nefreti
Kelly’nin röportajının en çarpıcı kısmı, popüler kültüre dair en tartışmalı görüşü oldu. Efsanevi şarkıcı, John Lennon‘ın Imagine‘ı için “muhtemelen gelmiş geçmiş en kötü şarkılardan biri” yorumunu yaptı. Kelly, The Beatles ve John Lennon‘ı çok sevmesine rağmen, bu şarkıyı başından beri sevmediğini ve özellikle çok popüler hale geldiğinde daha da tahammül edilemez bulduğunu söyledi. Ayrıca, The Eagles‘ın Hotel California‘sını hayatının geri kalanında dinlememekten mutlu olacağını ekledi. Fakat, sürpriz bir şekilde, Foreigner‘ın I Want to Know What Love Is şarkısını ise en güzel şarkılardan biri olarak gösterdiğini itiraf etti.
Bob Dylan ve Leonard Cohen Turneleri: Samimiyet ve Ayin Farkı
Paul Kelly, kariyerinde Bob Dylan ve Leonard Cohen gibi iki büyük isimle turneye çıkma deneyimlerini karşılaştırdı. Her iki ismin de eğlenceli olduğunu, ancak onlardan çok şey öğrendiğini belirtti. Kelly, bu büyük sanatçıların, devasa arenaları farklı şekillerde nasıl samimi hale getirdiğini gözlemlediğini söyledi.
Bob Dylan, sahnesinde o kadar gündelik ve doğaçlamaydı ki, kendi grubunun bile bir sonraki şarkının ne olacağını bilmediğini aktardı. Leonard Cohen ise tam tersine, her gece aynı şeyleri söylemesine ve aynı şarkıları çalmasına rağmen, bu durumun ezber ya da şov gibi hissettirmediğini vurguladı. Aksine, Cohen’in performansının dua veya ritüel gibi olduğunu ve dinleyicisine hizmet ettiğini hissettirdiğini anlattı. Bu karşılaştırma, iki ustanın sanata ve seyirciye yaklaşımlarındaki temel farkı ortaya koyuyor.
Unutulmaz Kitaplar, Filmler ve Felaket Konserleri
Kelly, sürekli geri döndüğü film olarak The Sound of Music‘i seçti. Çocukken sadece eğlenceli ve akılda kalıcı melodileri olan bir film olarak gördüğünü, ancak yetişkin olarak izlediğinde filmin etrafında gezinen karanlığın derinliğini fark ettiğini söyledi. Bununla birlikte, Clint Eastwood‘un Unforgiven‘ını da çok sevdiğini, yaşlı bir kelle avcısının son bir işe gitmek için atına binerken yaşadığı zorluğu gösteren sahnenin kendisi için ayrı bir yeri olduğunu belirtti.
Kelly, kariyerinin en kaotik anısını ise 1988’de Mittagong RSL Kulübü‘nde yaşadığı felaket konser olarak anlattı. Gecenin fiyasko ile başladığını (ses düzeninin bozuk olması ve kalabalığın bara kaçması), finalde ise bir kadının sahneye gelerek, “Gitmeden önce söylemek istedim ki, gördüğüm en kötü grupsunuz” demesiyle son bulduğunu gülerek paylaştı.
Cenazesinde çalınmasını istediği şarkı ise Duke Ellington‘dan Black and Tan Fantasy oldu. Kelly, bu parçanın bir cenaze marşı gibi hissettirdiğini ve 12 yaşından beri kendisini etkilediğini belirtti.
En iyi tavsiye ise, opera şarkıcısı olan büyükannesinden geldi: “Eğer bir gösteriden önce gerginseniz, derin nefes alın.” Bu basit tavsiyeyi hala her performanstan önce kullandığını sözlerine ekledi.
