Doctor Who, ikinci sezonunun ikinci bölümü “Lux” ile bir kez daha sınırları zorladı. Ncuti Gatwa’nın Doktoru’nun televizyondan çıkarak seyirciyi doğrudan hikayenin içine çektiği bu bölüm, hem duygusal derinlik hem de çılgın yaratıcılığı harmanladı. Bölüm, animasyon karakterlerin hayat bulması, 1950’ler Amerika’sındaki ırk ayrımcılığı ve dizinin kendi varoluşuna dair metinlerarası göndermelerle dolu bir yolculuk sundu.
Belinda ve Doktor Arasındaki Bağ Derinleşiyor
Bu bölümde Ncuti Gatwa ve Varada Sethu neredeyse her sahneyi birlikte paylaştı. Belinda Chandra karakteri, lüks bir elbiseyle şıklığın tadını çıkarırken, ırkçı polis müdahaleleriyle 1950’lerin gerçek yüzüyle tanıştı. Bu zıtlık, karakterin gelişimini etkileyici biçimde yansıtmayı başardı.
İkilinin dinamikleri, geçen sezonki Doktor-Ruby Sunday ilişkisinden daha hızlı bir güven inşasına sahne oldu. Sekiz bölümlük sezon formatı, daha hızlı karakter gelişimini zorunlu kılıyor gibi görünüyor.
Bay Ring-a-Ding: Hem Korkutucu Hem Trajik
Alan Cumming tarafından seslendirilen Mr Ring-a-Ding, çocukça şen bir çizgi film figürü görünümünün ardında ürkütücü bir varlık barındırıyordu. Karakterin, 60. yıl özel bölümü “The Giggle“daki Stooky Bill motifine yaptığı gönderme, eski hayranlar için sürpriz dolu bir an yarattı.
Ancak, Bay Ring-a-Ding’in trajik boyutu da gözden kaçmadı: Dünya dışı bir varlık olmasına rağmen, özgürlüğü ve anlam arayışı, izleyicilere insanlıkla ilgili derin temalar sundu.
Gerçeklik Çizgisinin Silindiği Anlar
Bölüm, klasik bilimkurgudan saparak tam anlamıyla genişletilmiş fantezi alanına geçti. Doktor’un karşılaştığı tanrısal varlıklar, evrenin ötesinde bir güç dengesi kurarken, hikayenin merkezinde yine insanî kayıplar ve bağlılık temaları vardı.
Sergilenen diğer güçlü anlardan biri de, Reginald Pye karakterinin (Linus Roache) ölen eşiyle anılarını korumak için kendisini bir sinemada hapsetmesi oldu. Bu detay, hem bölümün duygusal derinliğini artırdı hem de dizinin klasik döneminde kaybolan BBC arşivlerine göndermede bulunarak nostaljik bir burukluk yarattı.
Doctor Who’nun Kendi Mitolojisine Saygı Duruşu
Bölüm boyunca hem açık hem gizli birçok gönderme vardı:
- Belinda’nın Doktor’a “Velma” ve Doktor’un ona “Fred” demesi, Scooby-Doo göndermesi yaparken, eski bölümlerde Romana’ya takılan “Fred” lakabını hatırlattı.
- TARDIS’in sesiyle umut taşıdığına dair sahne, 50. yıl özel bölümü “The Day of the Doctor“daki repliği yeniden canlandırdı.
Bu anlar, Doctor Who’nun uzun geçmişine yapılmış sıcak birer selam niteliğindeydi.
İzleyici Tepkileri ve Reytingler
“Lux”, BBC One’da yayınlandığı gün kanalın en çok izlenen ikinci programı oldu. Ancak 2 milyonluk izleyici sayısı, geçen sezonun bölümlerine kıyasla daha düşük kaldı. Bu durum, Doctor Who’nun yeni anlatı stilinin izleyici alışkanlıkları üzerindeki etkisine dair soru işaretleri doğurdu.
Gelecek Bölümde Ne Bekliyor?
Gelecek hafta, Rose Ayling-Ellis dizide yer alacak ve Doktor’un İngiliz İşaret Dili kullanacağı bir bölüm izleyeceğiz. Russell T Davies’in “şimdiye kadar çekilen en ürkütücü bölümlerden biri” olarak tanımladığı yeni bölüm için beklentiler şimdiden oldukça yüksek.