Dünyanın en zengin ailelerinden biri olarak bilinen Arnault ailesi, son dönemde gerçekleştirdiği yüksek profilli alımlarla Paris lüks konut piyasasında dengeleri yeniden hareketlendirdi. Son bir yılı biraz aşkın sürede, Paris’te üç ayrı mülk için yaklaşık 200 milyon euro harcayan aile, uzun süredir durağan seyreden lüks emlak pazarına adeta can suyu oldu. Özellikle yüksek faiz ortamı ve küresel belirsizlikler nedeniyle yavaşlayan piyasa, bu alımlarla birlikte yeniden toparlanma sinyalleri vermeye başladı.
Bu dikkat çekici satın almalar, uluslararası finans çevrelerinde yakından takip edilirken, haberi gündeme taşıyan Financial Times, söz konusu işlemlerin Paris’te son bir yıl içinde gerçekleşen en yüksek bedelli lüks konut alımları arasında yer aldığını vurguladı. Böylece Arnault ailesi, yalnızca portföyünü büyütmekle kalmadı, aynı zamanda piyasanın moralini de yukarı çekti.
Paris’in En Seçkin Bölgelerinde Stratejik Alımlar
Edinilen bilgilere göre satın alımların ikisi, Paris’in en prestijli semtleri arasında gösterilen Paris 7. Bölge’de gerçekleşti. Aralık 2024’te yaklaşık 58 milyon euro ödenerek alınan şehir evi, ardından Mart 2025’te 97,5 milyon euro bedelle satın alınan 17. yüzyıldan kalma görkemli bir malikâne ile takip edildi. Tarihi dokusu ve merkezi konumuyla öne çıkan bu bölge, uzun süredir uluslararası elitlerin gözdesi konumunda bulunuyor.
Bununla birlikte, üçüncü alım Paris’in 16. Bölgesi’nde yapıldı. Mayıs 2025’te 44 milyon euro karşılığında satın alınan triplex daire, mimari detaylarıyla dikkat çekiyor. Mermer şömineli geniş bir kabul salonu, ahşap kaplama duvarlar ve 1.425 metrekarelik bahçeye açılan büyük Fransız kapıları, bu mülkü piyasadaki benzerlerinden ayıran unsurlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla bu alım, yalnızca yatırım değil, aynı zamanda prestij göstergesi olarak da değerlendiriliyor.
Bernard Arnault Etkisi Ve LVMH Bağlantısı
Bu yatırımların arkasındaki en önemli isim ise, ailenin lideri ve LVMH CEO’su olan Bernard Arnault. Lüks tüketim sektörünün en güçlü figürlerinden biri olarak kabul edilen Arnault, yalnızca moda ve perakende alanında değil, gayrimenkul yatırımlarıyla da uzun vadeli stratejiler izliyor. Özellikle Paris gibi küresel ölçekte değerini koruyan bir şehirde yapılan bu alımlar, aile servetinin çeşitlendirilmesi açısından da büyük önem taşıyor.
Pandemi sonrasında lüks tüketime olan talepte yaşanan patlama, LVMH hisselerinde ciddi yükselişler getirmişti. Ancak son dönemde yaşanan dalgalanmalara rağmen, grup 2025 yılı itibarıyla kısmi bir toparlanma sürecine girmiş durumda. Bu tablo, Arnault ailesinin gayrimenkul yatırımlarını hızlandırmasının arkasındaki ekonomik zemini de açıklıyor.
Lüks Konut Piyasasında Toparlanma Sinyalleri
Uzmanlara göre, bu yüksek bedelli işlemler Paris lüks emlak piyasası için güçlü bir psikolojik eşik anlamına geliyor. Coldwell Banker Europa CEO’su Laurent Demeure, 2023 ve 2024’te satışları baskılayan yüksek faiz oranlarının ardından, 2025’te faizlerin yön değiştirmesinin alıcıları yeniden piyasaya çektiğini ifade ediyor. Buna göre, özellikle ultra zengin kesim, beklemede kalan yatırımlarını yeniden hayata geçirmeye başladı.
Ancak öte yandan, piyasada temkinli bir hava da hâkim. Barnes France CEO’su Richard Tzipine, Fransa’daki siyasi belirsizlikler ve olası yeni servet vergilerinin bazı varlıklı alıcıları tedirgin ettiğini belirtiyor. Buna rağmen, satış ilanlarındaki artış ve işlem hacmindeki kademeli yükseliş, piyasanın tamamen durgun olmadığını ortaya koyuyor.
Arnault Ailesinin Genişleyen Gayrimenkul Portföyü
Bu son alımlarla birlikte Arnault ailesinin Paris’teki gayrimenkul portföyü daha da genişledi. Halihazırda başkentte 10’dan fazla ev ve daireye sahip olduğu bilinen aile, Paris’i uzun vadeli bir güvenli liman olarak görmeye devam ediyor. Ayrıca listelerde, Louis Vuitton erkek koleksiyonlarının kreatif direktörü olan Pharrell Williams’ın 62,5 milyon euro bedelle yaptığı satın alımın da üst sıralarda yer alması, ünlü isimlerin Paris lüks konut piyasasına olan ilgisini gözler önüne seriyor.
Tüm bu gelişmeler, Paris’in yalnızca bir kültür ve moda başkenti değil, aynı zamanda küresel servet için stratejik bir yatırım merkezi olma özelliğini koruduğunu gösteriyor. Arnault ailesinin hamlesi ise bu algıyı daha da güçlendirmiş durumda.
