Hakkında yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında adı kamuoyuna yansıyan Sadettin Saran, test sonucunun pozitif çıktığı iddialarının ardından sessizliğini bozdu. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olan Saran, sosyal medya hesabından yaptığı kapsamlı açıklamada, söz konusu maddeyi hayatı boyunca kullanmadığını vurguladı ve testin tekrarlanması için resmi başvuruda bulunacağını duyurdu.
Saran’ın açıklaması, yalnızca kişisel bir savunma olarak değil; aynı zamanda kamuoyunda tartışma yaratan test yöntemi, gizlilik ve itibar başlıklarına da doğrudan yanıt niteliği taşıdı. Özellikle farklı biyolojik örneklerden çıkan çelişkili sonuçlar, tartışmanın merkezine yerleşmiş durumda.
Test Sonucu Neden Tartışma Yarattı
Soruşturma kapsamında Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemelerde, Sadettin Saran’dan alınan kan, idrar ve tırnak örneklerinin negatif çıktığı, saç örneğinde ise pozitif bulguya rastlandığı kamuoyuna yansıdı. Bu durum, hem hukuk çevrelerinde hem de tıp uzmanları arasında soru işaretleri doğurdu.
Uzmanlar, uyuşturucu maddelerin kan ve idrarda kısa sürede vücuttan atılabildiğini, saçta ise daha uzun süre iz bırakabildiğini ifade ediyor. Ancak aynı maddenin tırnak örneğinde negatif çıkması, “ölçüm yöntemi” ve “numune değerlendirme süreci”nin daha ayrıntılı ele alınması gerektiği yönünde yorumlara yol açtı. Bu tablo, Saran’ın açıklamasını daha da kritik hale getirdi.
“Hayatım Boyunca Kullanmadım” Vurgusu
Sadettin Saran, Instagram hesabından yaptığı açıklamada son derece net bir dil kullandı. Kamuoyunu bilgilendirme gereği doğduğunu belirten Saran, söz konusu maddeyle hiçbir temasının olmadığını şu ifadelerle dile getirdi:
Saran, uyuşturucu kullandığı iddialarını kesin bir dille reddederken, bu suçlamaların yalnızca kendisini değil, temsil ettiği kurumları da yıpratmaya yönelik olduğunu savundu. Açıklamasında, iddiaları bir karalama kampanyası olarak nitelendirmesi dikkat çekti.

Test Yeniden Yapılacak, Uluslararası Kuruluşlara Başvurulacak
Açıklamanın en dikkat çeken bölümlerinden biri ise Saran’ın testlerin tekrarlanması konusundaki kararlılığı oldu. Saran, Adli Tıp Kurumu nezdinde testin yeniden yapılmasını savcılıktan resmi olarak talep edeceğini duyurdu. Bununla da yetinmeyen Saran, uluslararası yeterliliğe sahip bağımsız test kuruluşlarında da tüm testleri yaptıracağını ve sonuçları kamuoyuyla paylaşacağını açıkladı.
Bu yaklaşım, sürecin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda bilimsel şeffaflık üzerinden ilerlemesi gerektiği mesajını da içeriyor. Saran’ın, “yeniden her türlü numuneyi hiçbir tereddüt göstermeden vermeye hazırım” ifadesi, savunmasını güçlendiren önemli bir vurgu olarak değerlendiriliyor.
Gizlilik Kararı Tartışması Gündemde
Saran’ın açıklamasında dikkat çeken bir diğer başlık ise gizlilik kararı meselesi oldu. Hakkında gizlilik bulunan bir dosyaya ait olduğu belirtilen test sonuçlarının, sabahın erken saatlerinden itibaren bazı mecralarda eş zamanlı şekilde yayımlanmasını “ciddi bir durum” olarak nitelendirdi.
Bu vurgu, soruşturmanın yürütülme biçimi ve bilgilerin sızdırılması iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, gizlilik kararına rağmen bu tür bilgilerin dolaşıma girmesinin, hem masumiyet karinesi hem de adil yargılanma hakkı açısından sorun oluşturabileceğine dikkat çekiyor.
“Gerçek Bilimsel Yöntemlerle Ortaya Çıkacak”
Sadettin Saran, açıklamasının sonunda sürece dair inancını da net biçimde ortaya koydu. Gerçeğin er ya da geç bilimsel yöntemlerle ve evrensel standartlara uygun şekilde ortaya çıkacağını belirten Saran, hukuk devleti ilkelerine güvendiğini ifade etti.
Bu açıklama, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında hem adli makamların hem de kamuoyunun dikkatini test sonuçlarının doğrulanması ve usul tartışmaları üzerine yoğunlaştıracak gibi görünüyor. Özellikle bağımsız test kuruluşlarından çıkacak olası sonuçlar, dosyanın seyrini doğrudan etkileyebilir.
Süreç Nasıl İlerleyecek
Mevcut aşamada Sadettin Saran, ifade verdikten sonra serbest bırakılmış durumda. Ancak test sonuçlarıyla ilgili tartışmalar ve yapılması talep edilen yeni incelemeler, soruşturmanın henüz kapanmadığını gösteriyor. Savcılığın, yeniden test taleplerine nasıl yanıt vereceği ve uluslararası raporların dosyaya girip girmeyeceği, sürecin yönünü belirleyecek temel unsurlar arasında yer alıyor.
Kamuoyunda ise tartışma yalnızca bir kişi üzerinden değil; test yöntemleri, bilgi sızdırılması ve itibarın korunması gibi daha geniş başlıklar üzerinden devam ediyor.
