Havacılık tarihinde uzun süredir teorik olarak konuşulan bir senaryo, ilk kez gerçek bir acil durum sırasında eksiksiz şekilde hayata geçti. ABD’de bir uçak, uçuş esnasında yaşanan kritik gelişmenin ardından tamamen otomatik sistemle, yani pilotsuz iniş gerçekleştirdi. Olay, sivil havacılıkta güvenlik anlayışını kökten değiştirebilecek bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Sistemin geliştiricisi olan Garmin, bu inişin Autoland teknolojisinin gerçek bir acil durumda baştan sona ilk kez devreye girmesi açısından tarihsel öneme sahip olduğunu duyurdu. Uçak, Denver yakınlarında bulunan Rocky Mountain Metropolitan Havalimanı’na sorunsuz şekilde iniş yaptı ve uçakta bulunan iki kişi kazayı yara almadan atlattı.
Autoland Sistemi Nasıl Devreye Girdi
Olayda kullanılan uçak, çift motorlu Beechcraft Super King Air 200 tipi bir hava aracıydı. Uçuş sırasında meydana gelen ani kabin basınç kaybı, güvenlik prosedürlerini otomatik olarak tetikledi. Bu noktada Autoland sistemi, pilot müdahalesine gerek kalmadan kontrolü devraldı.
Garmin tarafından geliştirilen bu sistem, uçağın bulunduğu konumu analiz ederek en uygun havalimanını seçiyor, hava trafik kontrolüyle iletişim kuruyor, iniş için gerekli tüm hesaplamaları yapıyor ve uçağı piste güvenli şekilde indiriyor. Üstelik bu süreç, kalkıştan inişe kadar tamamen otonom biçimde ilerliyor.
Şirket yetkilileri, Autoland sisteminin hâlihazırda yaklaşık 1.700 uçakta aktif olarak bulunduğunu belirtirken, bu olayın sistemin “gerçek dünya testi” niteliği taşıdığına dikkat çekiyor.
Uçakta Yolcu Yoktu Ama Risk Gerçekti
Uçağı işleten charter şirketi Buffalo River Aviation, söz konusu uçuşun Aspen çıkışlı olduğunu ve uçakta yolcu bulunmadığını açıkladı. Ancak bu durum, olayın ciddiyetini azaltmadı. Çünkü yaşanan basınç kaybı, pilotların uçuşu manuel şekilde sürdürmesini riskli hale getirecek düzeydeydi.
Şirketin CEO’su Chris Townsley, pilotların oksijen maskelerini taktığını, kabin irtifasının güvenli sınırların üzerine çıkmasıyla birlikte Autoland sisteminin tasarlandığı şekilde otomatik olarak devreye girdiğini ifade etti. Bu aşamadan sonra pilotların, sistemin inişi tamamlamasına bilinçli olarak izin verdiği vurgulandı.
Hava Trafik Kontrolüne Otomatik Anons Yapıldı
Otonom iniş sürecinin en dikkat çekici yönlerinden biri de, sistemin hava trafik kontrolüyle doğrudan iletişime geçmesi oldu. LiveATC.net kayıtlarına yansıyan otomatik anons, sistemin ne kadar gelişmiş olduğunu gözler önüne serdi.
Yayınlanan kayıtlarda sistemin şu ifadeleri kullandığı duyuldu:
“Pilotun etkisiz hale gelmesi… Acil otomatik iniş. Bir dakikadan kısa sürede 30 sağ pistine iniş.”
Bu anons, hava trafik kontrolörlerinin sürece hızla adapte olmasını sağladı ve iniş için gerekli hava sahası düzenlemeleri anında yapıldı.
“Pilotlar Bilinç Kaybı Yaşamadı” Vurgusu
Olayın ardından bazı haberlerde pilotların bilinç kaybı yaşadığı yönünde iddialar yer aldı. Ancak Buffalo River Aviation CEO’su Townsley, bu bilgilerin doğru olmadığını net biçimde açıkladı. Söz konusu ifadelerin, Garmin Autoland sisteminin standart otomatik raporlama dilinden kaynaklandığını belirtti.
Townsley’ye göre bu olayda ekip, eğitimleri doğrultusunda, öngörülemeyen bir acil durumda tüm teknolojik imkanları bilinçli şekilde kullanarak ek riskleri azaltmayı ve güvenli sonucu önceliklendirmeyi tercih etti.
FAA İnceleme Başlattı
Olayın ardından Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından resmi bir inceleme başlatıldığı duyuruldu. İncelemenin, sistemin performansını sorgulamaktan ziyade, gelecekte benzer durumlar için düzenleyici çerçevenin nasıl şekilleneceğine odaklanacağı belirtiliyor.
Uzmanlara göre bu gelişme, özellikle tek pilotlu ya da özel jet segmentinde, otomatik iniş teknolojilerinin daha hızlı yaygınlaşmasının önünü açabilir. Aynı zamanda yolcu güvenliği açısından da yeni standartların oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Sivil Havacılıkta Yeni Bir Dönem Başlıyor
Bu olay, havacılıkta otonom sistemlerin artık yalnızca destekleyici değil, hayat kurtarıcı bir rol üstlenebileceğini somut biçimde gösterdi. Bugüne kadar simülasyonlarda ve test uçuşlarında denenen bu teknoloji, ilk kez gerçek bir acil durumda kusursuz şekilde çalıştı.
Uzmanlar, pilotsuz otomatik inişin başarıyla gerçekleşmesini, gelecekte acil durum yönetimi, uçuş güvenliği ve hatta pilot eğitimi anlayışını yeniden şekillendirecek bir gelişme olarak yorumluyor. Görünen o ki, sivil havacılıkta “insan + yapay zeka” ortaklığı yeni bir evreye girmiş durumda.
