Dünyaca ünlü iklim aktivisti Greta Thunberg, Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na katıldıktan sonra İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
Uluslararası basına yansıyan bilgilere göre, Thunberg’in gözaltında tutulduğu koşullar insan hakları örgütlerinin tepkisini çekti. İsveç Dışişleri Bakanlığı’na iletilen resmi raporlarda, böceklerle dolu bir hücrede tutulduğu, yetersiz yiyecek ve su verildiği ve sert fiziksel muameleye maruz kaldığı belirtildi.
Thunberg, Gazze ablukasını protesto etmek amacıyla düzenlenen bu sivil eylemde yer alan en tanınmış isimdi. Olay, dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Fiziksel ve Psikolojik Şiddet İddiaları
İngiltere merkezli The Guardian gazetesine konuşan filo katılımcıları, Thunberg’in zorla bazı bayrakları tutmaya zorlandığını ve fotoğraflarının çekildiğini iddia etti. Henüz bu bayrakların kime ait olduğu kesinleşmedi ancak aynı iddialar serbest bırakılan diğer aktivistler tarafından da doğrulandı.
Türk gazeteci ve filo üyesi Ersin Çelik, yaşananları şöyle aktardı: “Greta Thunberg saçlarından sürüklendi, dövüldü ve İsrail bayrağını öpmeye zorlandı.”
İtalyan gazeteci Lorenzo D’Agostino da benzer açıklamalarda bulunarak, “Greta bir trofe gibi teşhir edildi. Bayrağa sarılı halde, sanki bir suç işlemiş gibi sunuldu” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, sosyal medyada ve uluslararası insan hakları kuruluşlarında büyük tepki topladı. Pek çok kullanıcı, ‘Free Greta’ etiketiyle dayanışma kampanyaları başlattı.
Sumud Filosu’nun Misyonu ve İsrail Müdahalesi
Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye uygulanan 16 yıllık deniz ablukasını kırmak amacıyla oluşturulmuş bir insani yardım girişimi olarak tanınıyor. Filo, 40’tan fazla gemi ve 437 aktivist, milletvekili ve hukukçudan oluşuyordu.
Filonun hareket etmesinden kısa süre sonra İsrail donanması gemileri durdurdu ve tüm mürettebatı Ashdod Limanı yakınlarında gözaltına aldı.
Türkiye vatandaşı 36 aktivist dahil olmak üzere toplam 137 kişinin İstanbul’a dönmesinin ardından, gözaltı sürecine ilişkin çarpıcı detaylar ortaya çıktı. İsrail karşıtı sloganlar atan bazı aktivistlerin, şiddet ve kötü muameleye maruz kaldıkları rapor edildi.
İnsan Hakları İhlalleri Gündemde
Adalah adlı insan hakları örgütü ve filo avukatları, gözaltındaki aktivistlerin su, hijyen, ilaç ve hukuki temsil haklarının ihlal edildiğini açıkladı. Thunberg’e yalnızca bir paket cips verildiği, başka hiçbir gıdaya erişim sağlanmadığı bildirildi.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, aktivistleri “terörist” olarak nitelendirerek hapse atılmaları gerektiğini söyledi. Bu açıklama uluslararası diplomatik çevrelerde tepkiyle karşılandı.
İsveç Dışişleri Bakanlığı, Thunberg’in de aralarında bulunduğu dokuz İsveç vatandaşının sağlık durumunu yakından takip ettiklerini belirterek, İsrail makamlarıyla temasta olduklarını ve uluslararası hukuk çerçevesinde hızlı iade süreci talep ettiklerini duyurdu.
İsrail İddiaları Reddediyor
İsrail Büyükelçiliği, tüm işkence iddialarını “kesinlikle yalan” olarak nitelendirdi. Resmî açıklamada, “Tüm gözaltı süreçleri uluslararası hukuk standartlarına uygundur. Aktivistlerin sağlık durumları kontrol altında tutulmuştur” ifadeleri yer aldı.
Buna karşın uluslararası kamuoyu, Thunberg’in yaşadığı iddia edilen kötü muamelenin araştırılmasını talep ediyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Amnesty International gibi kuruluşlar, olayın bağımsız gözlemciler tarafından soruşturulması gerektiğini vurguladı.
Thunberg’in ekibi, genç aktivistin serbest kaldığını ancak psikolojik olarak yıprandığını açıkladı. İsveçli çevreci, “Gazze halkının yaşadığı acının küçük bir yansımasını yaşadım” diyerek dayanışma mesajı verdi.
Küresel Tepki ve Dayanışma Dalgası
Olayın duyulmasının ardından dünyanın dört bir yanında protestolar düzenlendi. Stockholm, Londra, Paris, Berlin ve New York’ta aktivistler Greta Thunberg’e destek yürüyüşleri gerçekleştirdi. Sosyal medyada #StandWithGreta etiketi milyonlarca kez paylaşıldı.
Gazze’ye uygulanan ablukaya dikkat çekmek isteyen Thunberg, geçmişte de İsrail politikalarını eleştirdiği için hedef gösterilmişti. Bu son olay, hem insan hakları ihlalleri hem de ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Uluslararası hukuk uzmanları, Thunberg’in yaşadıklarının belgelenmesi halinde İsrail’in Cenevre Sözleşmesi uyarınca insanlık suçu kapsamında yargılanabileceğini belirtiyor.