PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının ardından başlatılan yeni dönemin yol haritasını belirleyecek TBMM Süreç Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarıyla açılan toplantı, ilerleyen dakikalarda basına kapalı şekilde devam etti.
Sürecin Sahibi: “Ne Parti Ne Kurum, Doğrudan Millet”
Komisyonun açılış konuşmasını yapan Numan Kurtulmuş, sürecin herhangi bir parti ya da kurumun değil, doğrudan aziz milletin meselesi olduğunu vurguladı. Konuşmasında, sürecin meşruiyetini ve temel önceliklerini şu sözlerle ifade etti:
“Asli meselemiz, burada yeni bir anayasa yazmak, hukuk reformu tasarlamak ya da tüm sorunları bir çırpıda çözmek değildir. Asli meselemiz, TBMM’nin sadece halkın sesi değil, aynı zamanda toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı ve çözümün meşru adresi olduğunu yeniden hatırlatmaktır.”
Kurtulmuş, siyasi hesaplar ya da dar kalıplar üzerinden değil, vicdanla, adaletle ve cesaretle hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
İlk Toplantıda Gündem: İsim, Yöntem, Prensipler
Komisyonun ilk gününde belirlenen ana başlıklar şöyle sıralandı:
- Komisyonun resmi adı üzerinde mutabakat sağlanması,
- Çalışma yönteminin ve işleyiş kurallarının karara bağlanması,
- Ortak prensipler ve ilkelerin oluşturulması.
Bu başlıklar, uzun vadeli çözüm sürecinin şeffaf ve kurumsal zeminde yürütülmesini hedefliyor.
Yeni Dönemin Başlangıcı mı?
PKK’nın silahlı mücadeleyi resmen sona erdirmesi, Türkiye’de uzun yıllardır süren çatışmalı dönemin kapandığına işaret ediyor. Bu gelişme, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası gözlemciler tarafından da dikkatle takip ediliyor.
Meclis’te kurulan Süreç Komisyonu, yalnızca teknik bir yapı değil, aynı zamanda kamuoyunda meşru çözümün temsilcisi olma iddiasıyla kuruldu. Komisyonun amacı yalnızca geçmişi değerlendirmek değil, aynı zamanda geleceğe dair yapıcı bir model geliştirmek.
Meclis Başkanı’nın Vurgusu: Cesaret, Vicdan, Adalet
Kurtulmuş’un konuşmasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri de, sürecin nasıl yürütülmesi gerektiğine dair yaptığı çağrıydı:
“Siyasi hesaplarla değil, dar tanımlarla değil, kalıplarla değil… Cesaretle, vicdanla ve adaletle ilerlemek zorundayız.”
Bu ifadeler, sürecin yalnızca teknik değil, aynı zamanda ahlaki ve vicdani bir sorumluluk olduğunu da ortaya koyuyor.
Komisyonun Yolu: Kapsayıcı Bir Diyalog
İlk toplantıda dile getirilen beklenti, komisyonun sadece iktidar partilerinin değil, tüm siyasi partilerin temsil edildiği, kapsayıcı bir yapı olması yönünde. Zira ancak bu şekilde, toplumsal mutabakat zemini oluşturulabilir.
Komisyonun önümüzdeki haftalarda raporlamalar, uzman görüşmeleri ve saha analizleri gibi yöntemlerle çalışmaları derinleştirmesi bekleniyor.
Kamuoyunun Beklentisi: Şeffaflık ve Samimiyet
Toplumun geniş kesimlerinde, sürecin samimi ve sürdürülebilir olması yönünde ciddi bir beklenti bulunuyor. Özellikle geçmiş deneyimlerden ders alınarak, yeni dönemin şeffaf, katılımcı ve adil bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.
Uzmanlar, bu sürecin hem hukuki altyapıyla, hem de sosyal uzlaşı mekanizmalarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.