Gazeteci Fatih Altaylı, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinden gönderdiği mesajda, Gezi davası kapsamında aynı cezaevinde tutuklu bulunan menajer Ayşe Barım‘ın sağlık durumuna dikkat çekti. Altaylı, “Barım’ın buradan canlı çıkacağına inanç giderek zayıflıyor” ifadeleriyle, kamuoyuna çağrıda bulundu.
“Ellerinde Morluklar, Yüzünde Sarılık Var”
Fatih Altaylı, YouTube kanalındaki konuşmaları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na tehdit” suçlamasıyla tutuklanmış ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti. Cezaevinden gönderdiği mektubunda, Barım’ın fiziksel ve psikolojik sağlığına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Burada karşılaştığım Ayşe Barım, dışarıda tanıdığımız Barım’ın yarısı. 20 küsur kilo vermiş. Ellerinde ve kollarında morluklar var. Kan toplamış. Yüzü sararmış, gözlerinin feri sönmüş. Beden sağlığı kadar ruh sağlığı da bozulmuş durumda.”
Tahliye Beklentisi Karşılık Bulmadı
Ayşe Barım‘ın geçtiğimiz gün görülen ilk duruşmasında, sağlık sorunları nedeniyle en azından ev hapsine alınması bekleniyordu. Ancak mahkeme tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu karar, cezaevindeki diğer tutuklular arasında da üzüntüyle karşılandı.
Altaylı, bu durumu şöyle anlattı:
“Herkes Barım’ın sağlık raporlarını biliyordu. Bu yüzden ev hapsi beklentisi hakimdi. Ancak tahliye gerçekleşmedi. Herkes yıkıldı. Her gün onu görenler, durumunun ne kadar ağır olduğunu biliyor.”
“Gezi Davasıyla Bağlantısı Olduğuna Kimse İnanmıyor”
Fatih Altaylı, Barım’ın siyasi kimliği olmadığını ve Gezi davasıyla ilişkilendirilmesine kimsenin inanmadığını da vurguladı:
“Hayatı boyunca politik bir tavır sergilememiş biri Barım. Gezi ile ilgisi olduğunu kimse düşünmüyor. Avukatı Deniz Ketenci, duruşmada iddianameyi okuduğunda bile ismi geçmeyen bir kişiyi bu dosyaya nasıl bağladıklarını sorguladı.”
Altaylı, bu süreçte yaşananların hukukun bağımsızlığı ve adalet sistemi açısından ciddi bir sınav niteliği taşıdığını belirtti.
“Apolitik Olmak Kimi Zaman Koruma Sağlamıyor”
Altaylı, Barım örneği üzerinden toplumun geri kalanına şu uyarıyı yaptı:
“Barım’ın yaşadıkları bize gösteriyor ki; apolitik olmak, hukuksuzluklardan etkilenmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Eğer hukuk, adalet ve demokrasi yoksa; bu sistemden kimse güvende değil.”