İsrail, son dönemde art arda gerçekleştirdiği operasyonlarla Ortadoğu üzerindeki etkisini artırmaya çalışıyor. İran, Lübnan, Yemen ve Gazze başta olmak üzere bölgedeki birçok noktaya askeri müdahalelerde bulunan Tel Aviv, bölgesel liderlik hedefini daha görünür şekilde ortaya koyuyor. Ancak uzmanlara göre İsrail’in kalıcı bir hegemonya kurması, hem yapısal hem de politik nedenlerle oldukça güç görünüyor.
İsrail Her Cephede Saldırıyor
2023 Ekim ayında yaşanan Hamas saldırısı sonrası İsrail’in askeri stratejisinde dikkat çekici bir değişim yaşandı. Tel Aviv, yalnızca Gazze’de değil, aynı zamanda İran’daki nükleer tesislere, Lübnan’daki Hizbullah unsurlarına, Yemen’deki Husilere ve Suriye’deki silahlı gruplara yönelik saldırılarını artırdı. Bu çok yönlü askeri hareketlilik, İsrail’in sadece savunma değil, bölgesel hakimiyet arayışında olduğuna işaret ediyor.
Başarılar Var, Ama Hegemonya Henüz Yok
Kısa vadede bu operasyonlar İsrail için askeri kazanımlar getiriyor gibi görünüyor. Ancak hegemonya yalnızca askeri güçle kurulmaz. Gerçek bir hegemon, bölgedeki tüm aktörleri baskı altına alabilen, dış desteğe ihtiyaç duymadan etki alanını sürdürebilen ve bölgesel halklar nezdinde meşruiyet kazanan bir güç olmalıdır. Bugün İsrail’in bu kriterlerin yalnızca bir kısmını karşıladığı görülüyor.
Askeri Üstünlüğün Kaynağı: ABD Desteği
İsrail’in bölgedeki üstünlüğünün arkasında yatan temel unsur, sahip olduğu nükleer kapasite ya da gelişmiş teknoloji kadar, Amerika Birleşik Devletleri’nden aldığı sınırsız destektir. Washington yönetimi, Tel Aviv’in “nitelikli askeri üstünlüğünü” koruma sözü vermiş durumda. Ancak bu bağımlılık, İsrail’in kendi başına bir hegemon olamayacağının da göstergesidir.
Rakipler Hâlâ Masada
Tel Aviv, son saldırılarla rakiplerini zayıflatmak istese de İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler gibi aktörler tamamen devre dışı bırakılmış değil. İran’ın saldırılara verdiği karşılık, bölgesel varlığının sürdüğünü ortaya koyuyor. Ayrıca Gazze’de çatışmalar hâlen devam ediyor. Bu durum, İsrail’in hakimiyet iddiasını zayıflatıyor.
Uluslararası Meşruiyet Krizi
İsrail’in askeri gücü birçok analiste göre tartışılmaz düzeyde. Ancak bu güç, uluslararası meşruiyet sorunlarını çözmeye yetmiyor. Gazze’de yaşanan sivil kayıplar, özellikle Batı kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Tel Aviv’in Batılı müttefikleriyle olan ilişkileri de bu süreçte gerilimli bir hale geldi. Bu da gösteriyor ki, askeri başarılar siyasi zemin yaratmıyor.
Filistin Sorunu Hâlâ En Büyük Engel
Her ne kadar İsrail askeri başarılar elde etse de, Filistin meselesi çözülmeden bölgesel istikrar sağlanamıyor. Hamas’ın 2023’te gerçekleştirdiği saldırılar, İsrail’in güvenlik algısını sarsarken, buna verilen sert karşılık da sorunu daha karmaşık hale getirdi. Uzmanlara göre, kalıcı barış ancak siyasi müzakerelerle mümkün olabilir.
Hegemonya İçin Yeterli Mi?
ABD gibi büyük bir süper gücün bölgesel versiyonu olmak, yalnızca güçlü ordularla sağlanamaz. İsrail, askeri olarak üstün olsa da, çevresindeki ülkelerle yapıcı ilişki kuramaması ve halk desteğinden yoksun olması nedeniyle kalıcı bir hegemon olamıyor. Meşruiyetin eksikliği, dış desteğe bağımlılık ve içerideki siyasal krizler, bu hedefi sürekli erteliyor.