Şu hayatta günden güne elimizden kayıp giden ve bir o kadar da ihtiyacımız olan 3 kelime var;
- Teşekkür ederim
- Özür dilerim
- Takdir ederim
Belli bir yaşa kadar en ufak yaptığımız şeyde övgü ve teşekkür alıyoruz. Yaş ile ters orantılı olarak bu güzel kelimeleri daha az duymaya başlıyoruz. Ama kaçırdığımız bir şey var; sadece duyma sıklığımız değil, söyleme sıklığımız da azalıyor.
Birçok yazımda yaptığım gibi maalesef bu konuda da aynayı biraz size doğru tutacağım. Kendimizin özen göstermediği bu iyilik ve insanlık timsali kelimeleri hep başkaları kullansın istiyoruz. Bize hiç sıra gelmesin. Ama herkes aynı şeyi isterse, kim bu zinciri kıracak?
Peky, Ne Oluyor Karşımızdakini Takdir Edince?
İlk sırada ebetteki değer hissi var. Değer gördüğün yerde daha çok yeşermek istiyorsun. Motivasyonun artıyor, iş birliğine daha açık hale geliyorsun… Hem iş yaşamında hem de sosyal hayatımızda karşımızdakinden daha çok fayda sağlamak istiyorsak, daha çok teşekkür etmeli, özür dilemeli ve takdir göstermeliyiz.
Bu tür geri bildirimlerde bulunmadığımızda ise, yukarıda saydığımız güzel etkileri elde edemiyoruz. Hatta karşımızdakini bu konularda demoralize ediyoruz. Daha da ileri gideyim yaşam enerjisini söndürüyoruz.
Daha önemli bir tehlike var; hepimiz Narsist Kişilik Bozukluğu’na doğru gidiyoruz… Bu aralar sosyal medya platformlarındaki yeni akım hastalık “Narsist Kişilik Bozukluğu”. Mutlaka rast gelmişsinizdir. Dönem dönem bazı psikolojik hastalıklar moda oluyor… Bu konuya ayrıca değineceğim. Şimdi konumuza dönecek olursak; hatamızı kabul etmediğimizde, güzel olan yahut yapılan bir şeye kelimelerimizle hak ettiğini vermediğimizde “hep haklı ve her şeyi bilen” bir profil yaratmış oluyoruz.
Tabii bu teşhis öyle “Aaaa, bunun aynından benim sevgilimde var. Kesin narsist!” diye konulmuyor. Bu öyle kişisel gelişim videolarından pay çıkarmaya benzemez. Narsist Kişilik Bozukluğu’na sebep olan faktörleri, hasta geçmişini ve daha bir sürü parametreyi bilmek hatta mümkünse okulunu okumak gerekir.
O Zaman Hem Ödev Hem Farkındalık!
Bugün kaç kişiye teşekkür ettiniz? En son ne zaman yanından yahut yöresinden kıvırmadan birinden özür dilediniz? Bunun notunu 4 gün boyunca tutun bakalım. Günde en az 5 “teşekkür” istiyorum ama sizden…
3 Güzel Kelime…
Sonra da şeye bakalım mesela; bu davranışları sürdüğümüz kişilerle iletişimimizde ne gibi değişiklikler oldu? Alarak, vererek iletişime can verebildik mi?
Yapılacak şey basit… 3 güzel kelime… Dile getirin, korkmayın…
Şu çok sevdiğim lafı da sürekli görebileceğimiz bir yerlere asalım: “Marifet övgüye tabiidir.”
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, özsaygıyla kalın!
Seda Özel