Charles Darwin, 1871’de yayımladığı “İnsanın Türeyişi” adlı eserinde, insanların maymunlarla ortak atadan geldiğini ve en önemli farklılığın dik yürümek olduğunu vurgulamıştı. Ona göre iki ayak üzerinde yürümek insanlığın “en dikkat çekici özelliklerinden” biriydi.
Aradan geçen 150 yılı aşkın sürede bilim insanları, bu büyük değişimin ardındaki biyolojik sırları çözmeye çalıştı. Harvard Üniversitesi’nde yürütülen son araştırma, milyonlarca yıl önce atalarımızı iki ayaklı hale getiren moleküler süreçlere ışık tuttu.
Yürümeyi Mümkün Kılan Kemik: İlium
Dik yürüyüşün merkezinde, leğen kemiğinin en büyük parçası olan ilium bulunuyor. Kalçaya dokunduğumuzda hissedilen bu kemik, hem bacak kaslarını tutturuyor hem de iç organlarımızı taşıyor.
Ne var ki, iliumun gelişimi bugüne kadar sırlarla doluydu. Harvardlı araştırmacı Terence Capellini bu durumu, “İliumun yürümemizde ve doğum yapmamızda temel rolü var ama onun hakkında çok az şey biliyoruz. Bu bana inanılmaz geliyor” sözleriyle özetledi.
Embriyolarda Çarpıcı Farklılık
Doktora sonrası araştırmacı Gayani Senevirathne, insan embriyolarında gelişen iliumun üç boyutlu modellerini oluşturdu ve genetik süreçleri inceledi. Farelerle yapılan karşılaştırmalarda, insan embriyosunda iliumun bambaşka bir şekilde geliştiği ortaya çıktı.
Araştırmaya göre farelerde ilium, omurgaya paralel bir kıkırdak çubuğu olarak başlıyor. İnsanlarda ise ilium, omurgaya dik bir çubuk şeklinde oluşuyor ve büyüdükçe bu yönelimini koruyarak bambaşka bir yapıya evriliyor. Capellini bu buluşu şöyle değerlendirdi:
“Bu bizim için gerçekten çarpıcıydı. İnsan vücudunda başka hiçbir yerde büyüme biçimini tamamen değiştirdiğimiz bir örnek yok.”
Farelerle Aynı Gen Ağı, Farklı Çalışma Şekli
Araştırmacılar, insan ve fare iliumlarının aynı gen ağını kullandığını, ancak bu genlerin farklı düzenlerde açılıp kapandığını keşfetti. Bu durum, kemiğin farklı şekilde büyümesine yol açtı.
Genetikçi Camille Berthelot, bu hipotezin mantıklı olduğunu belirterek, “Bir kemiğin şeklini değiştirebilmenin çok fazla yolu yok. Bu değişim insanın evriminde kritik bir rol oynamış olabilir” dedi.
Primat Örnekleriyle Desteklenen Bulgular
Ekip, araştırmayı güçlendirmek için 18 farklı primat embriyosunu da inceledi. Şempanze, gibon ve lemur gibi türlerin korunmuş örnekleri, müze arşivlerinden toplanarak analiz edildi. Bulgular, insan iliumunun evrimsel süreçte radikal bir dönüşüm geçirdiğini bir kez daha doğruladı.
İki Ayaklılığın Sırrı
Harvardlı bilim insanlarına göre bu genetik ve yapısal dönüşüm, atalarımızın dik yürüyüş için gerekli kasları destekleyen güçlü bir pelvis geliştirmesini sağladı. Bu evrimsel adım, insanlığın doğadaki konumunu değiştiren en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor.