İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden Oxford, küresel arı popülasyonunun çöküşünü durdurmaya yönelik çığır açıcı bir çözüm geliştirdi. Uzmanların “süper gıda” olarak tanımladığı bu özel formül, bal arılarının hayatta kalma oranını artıran, besin açısından zengin bir maya bazlı takviye içeriyor. Yapılan ilk deneylerde, bu yenilikçi diyet sayesinde kolonilerin larva üretiminde 15 kat artış sağlandığı görüldü.
Çiçeklerin Azalması Arıları Açlığa Sürüklüyor
Yoğun tarım, iklim değişikliği, pestisit kullanımı, viral hastalıklar ve akar istilaları, hem bal arılarının hem de yabani arı türlerinin beslenme kaynaklarını ciddi biçimde sınırlamış durumda. Özellikle çiçek polenine erişimin azalması, kolonilerdeki üreme verimini düşürerek nesillerin devamlılığını tehdit ediyor.
Oxford Üniversitesi’nden bilim insanları, arıların doğada bulabildiği ancak mevcut ticari yemlerde bulunmayan bir grup hayati sterolü yeniden üretmeyi başardı. Böylece, polen yetersizliğinde dahi bal arılarının beslenmesini ve larva üretimini destekleyen bir formülasyon geliştirildi.
Sterol Takviyesiyle Arı Larvalarında Patlama
Deneylerde, Yarrowia lipolytica adlı maya türünün genetik olarak değiştirilerek sterol üretimi yapabilir hale getirildiği bildirildi. Bu özel mayayla oluşturulan diyet, 3 ay süren bir çalışma sonucunda:
- Kontrol grubuna göre 15 kat daha fazla larvanın sağlıklı şekilde pupa evresine ulaşmasını,
- Yavruların büyüme süresinin önemli ölçüde artmasını,
- Kolonilerin genel sağlık durumunun iyileştiğini ortaya koydu.
Bu gelişmeler, arıların yalnızca hayatta kalmasını değil, aynı zamanda verimli bir koloni yapısına kavuşmasını da mümkün kılıyor.
Bal Arılarına Özel Dengeli Bir Öğün
Araştırma ekibinden Elynor Moore, bu gelişmeyi insanların dengeli, temel yağ asitleri içeren bir öğün ile yalnızca kaloriye dayalı beslenme arasındaki farkla kıyaslıyor. Yani mesele sadece arıları “doyurmak” değil; moleküler düzeyde eksiksiz bir beslenme sunmak.
Moore’un ifadesiyle:
“Artık hassas fermantasyon sayesinde arılar için özel olarak üretilmiş, besin değeri yüksek yemler oluşturabiliyoruz. Bu, arıcılıkta yepyeni bir çağın başlangıcı olabilir.”
Yabani Arılar İçin de Umut Işığı
Bu maya bazlı diyetin yalnızca bal arıları için değil, yabani arılar için de dolaylı faydalar sağlayabileceği belirtiliyor. Çünkü doğada çiçek kaynakları azalırken, farklı arı türleri arasında yaşanan besin rekabeti de yoğunlaşıyor. Yeni formül, rekabeti azaltarak tüm türlerin yaşam şansını artırabilir.
Ayrıca, bu yaklaşım sayesinde badem, kiraz, elma gibi küresel ölçekte tozlayıcıya bağımlı olan tarım ürünlerinin üretiminde yaşanacak kayıpların önüne geçilmesi mümkün olabilir.
Saha Denemeleri Sırada: Çiftçiye 2 Yıl İçinde Sunulabilir
Araştırmacılar, deney sonuçlarının akademik dergi Nature’da yayınlandığını ve elde edilen bulguların oldukça umut verici olduğunu vurguladı. Yine de bu “süper gıda”nın uzun vadeli etkilerini ölçmek için daha fazla sayıda büyük ölçekli saha denemesi planlanıyor.
Bu denemeler olumlu sonuç verdiği takdirde, sterol bazlı arı yeminin önümüzdeki 2 yıl içinde çiftçilerin ve arıcıların kullanımına sunulabileceği belirtiliyor.
Oxford Üniversitesi’nin bu yeniliği, yalnızca arıların değil, küresel gıda sisteminin korunması açısından da kritik öneme sahip. Tozlayıcıların yok olması, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir felaket anlamına geliyor.