Yaz dizisi arayanlar için ideal olan The Waterfront, absürtlük ve entrika dolu kurgusuyla nostaljik ama hareketli bir televizyon keyfi sunuyor.
Küçük Kasaba, Büyük Sorunlar
The Waterfront, 90’ların efsane dizisi Dawson’s Creek’in yaratıcısı Kevin Williamson imzasıyla, bu kez yetişkin izleyicilere hitap eden bir sahil kasabası hikayesiyle geri dönüyor. Kuzey Carolina’daki hayali Havenport kasabasında geçen dizide, Buckley ailesi ve çökmekte olan balıkçılık imparatorluğu etrafında dönen entrikalar izleyiciye sunuluyor.
Ailenin karizmatik ancak otoriter lideri Harlan Buckley (Holt McCallany), iki kalp krizi geçirip işleri oğlu Cane Buckley’e devretmiş. Ancak Cane’in aile işlerini devralma yöntemi, yasa dışı uyuşturucu taşımacılığına girişmek olmuş. Daha ilk bölümde Cane’in ekibi pusuya düşüyor, 10 milyon dolarlık mal kayboluyor ve FBI’ın kapıya dayanması an meselesi oluyor.
Aile Savaşları ve Sahil Kenarı Dramaları
Cane, kuzeni Lynette’ten kaçakçılıkla ilgili evrakları değiştirmesini istiyor. Harlan ise döner dönmez oğlunu dövüyor ve çözümü daha fazla kaçakçılıkta buluyor: “Aracıları ortadan kaldırıp, doğrudan tedarik zincirine hâkim olmalıyız!” diyor. Gerçek bir boomer çözümü…
Cane’in annesi Belle (Maria Bello), aileye ait kutsal sayılan bir araziyi gizlice satmaya çalışıyor. Ancak hem duygusal bağlar hem de araziye göz dikmiş başka bir yatırımcı işleri karıştırıyor. Bu yatırımcının niyeti sadece araziyle sınırlı değil gibi görünüyor.
Supergirl’ün Yıldızı Parlıyor
Dizinin en dikkat çeken karakteri ise Cane’in kız kardeşi Bree (Melissa Benoist). Alkol ve hap bağımlılığından çıkan Bree, aile restoranında işe başlıyor. Ancak oğlunun velayetini kaybetmiş olması ve geçmiş hatalarının gölgesinde yaşaması, onun dramatik çizgisini derinleştiriyor. Annesine yeniden güven kazanmak isterken, mahkeme kararını ihlal edecek şekilde oğluyla yakınlaşıyor. Her sahnesinde dizinin kalitesini yükseltiyor.
Eski Aşk, Yeni Sorunlar
Bu arada Cane’in evli olduğu halde hâlâ unutamadığı eski aşkı Jenna (Humberly González), kasabaya geri dönüyor. Mevcut eşi Peyton (Danielle Campbell) ile arasında kalan Cane’in, ailesiyle olduğu kadar kalbiyle de savaşı başlıyor. Ancak karakterler çoğunlukla yüzeysel işlendiği için bu duygusal ikilemler fazla derinleşemiyor.
Absürtlüğün Dibine Vuruyor
Dizi, ardı ardına gelen sürprizlerle dolu. Bir karakterin aslında çifte ajan çıkması, Bree’nin gizli ilişkisi, Belle’in yaptığı gizli anlaşmalar… Hepsi bir “biraz daha kaos” havasında sunuluyor. Ancak senaryo öyle hızlı akıyor ki, izleyici mantıksızlıkları fark edecek vakti bulamıyor.
Ayrıca senaryo, zehirli erkeklik, nesiller arası travma, sınıf ayrımı ve zenginliğin yozlaştırıcı etkisi gibi konulara da değinerek izleyicinin “tamamen vakit kaybı mıydı?” sorusuna “değildi” yanıtını vermeye çalışıyor. Ne kadar başarıyor, tartışılır.
Nostalji Dalgaları Arasında Yüzmek
The Waterfront, bir yandan absürt olaylarla dolu yazlık bir pembe dizi, bir yandan da Dawson’s Creek günlerine dönmek isteyen yetişkinler için bir tür zaman kapsülü. Gerçeklikten kopuk, ama bir o kadar da eğlenceli.
Netflix’te yayında olan dizi, yaz sezonuna hafif ama bol entrikalı bir giriş yapmak isteyenler için ideal.