Cannes Film Festivali’ne damga vuran ve dünya prömiyerinde 9 dakika boyunca ayakta alkışlanan “Die, My Love”, büyük bir satın alma anlaşmasıyla gündemde. Başrollerini Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson’ın paylaştığı film, Türk girişimci Efe Çakarel tarafından kurulan MUBI tarafından yaklaşık 24 milyon dolara satın alındı.
Bu anlaşma yalnızca Cannes 2025’in ilk büyük satış haberi olmakla kalmadı, aynı zamanda MUBI tarihinin en pahalı film alımı olarak da kayıtlara geçti.
24 Milyon Dolarlık Anlaşma, 1500 Salonda Gösterim Garantisi
Filmin gösterim hakları, MUBI tarafından hem ABD içi hem uluslararası pazarda satın alındı. Edinilen bilgilere göre film, 1500 sinema salonunda ve 45 günlük vizyon garantisiyle izleyiciyle buluşacak. Bu ölçek, MUBI’nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği tüm dağıtım operasyonlarından daha kapsamlı.
Gösterim yapılacak ülkeler arasında Türkiye, Britanya, İrlanda, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda da yer alıyor.
Jennifer Lawrence ve Robert Pattinson Aynı Filmde
“Die, My Love”, Ariana Harwicz’in 2017 tarihli aynı adlı romanından uyarlandı. Film, doğum sonrası depresyona giren genç bir annenin psikoz ve yalnızlıkla mücadelesini konu alıyor. Jennifer Lawrence, sevgiyle delilik arasında gidip gelen bir anneyi canlandırırken, Robert Pattinson onun duygusal durumuna kayıtsız kalan eşi rolünde yer alıyor.
Yönetmen koltuğunda ise sinemaseverlerin yakından tanıdığı Lynne Ramsay oturuyor. Ramsay, 2017’de “You Were Never Really Here” filmiyle Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü kazanmıştı.
Cannes’da Ayakta Alkışlanan Prömiyer
Filmin Cannes’daki prömiyeri sırasında salonda bulunan eleştirmenler ve sinema yazarları, Jennifer Lawrence’ın performansını dakikalarca ayakta alkışladı. Bu sahneler kısa sürede sosyal medyada viral hale gelirken, film festivalin ilk günlerinden itibaren “Oscar sezonunun habercisi” olarak tanımlanmaya başladı.
Deadline, Lawrence’ın performansını “5. Oscar adaylığına çok yakın” sözleriyle yorumlarken, The Guardian eleştirmeni Peter Bradshaw, oyuncuyu “bipolar bozuklukla boğuşan bir annenin ruh halini olağanüstü yansıttı” diyerek övdü.
Lawrence: “Doğum sonrası yalnızlığı tarif edilemez”
Basın toplantısında konuşan Jennifer Lawrence, senaryonun kendi deneyimleriyle duygusal bir bağ kurduğunu belirtti:
“İlk çocuğumu yeni doğurmuştum ve doğum sonrası döneme benzeyen başka bir şey yok. Bu süreç insanı yalnızlaştırıyor. Yoğun kaygı ve depresyon, sizi toplumdan koparıyor.”
Bu açıklamalarıyla, hem oyunculuğundaki içtenliği hem de rolüne verdiği duygusal derinliği bir kez daha gözler önüne serdi.