Yeni Zelanda, tarihinde ilk kez resmi olarak casusluk suçu işleyen bir asker vakasıyla karşı karşıya kaldı. 18 Ağustos 2025 tarihinde ülkenin askeri mahkemesi tarafından alınan karar, Yeni Zelanda’nın istihbarat ve güvenlik tarihine geçti. Adı açıklanmayan bir asker, yabancı bir ülkeye askeri üs haritaları ve planlarını sunmayı teklif ettiği gerekçesiyle suçlu bulundu.
Bu olay, 1970’lerden bu yana ülkenin gündemine gelen en ciddi casusluk vakası olarak değerlendiriliyor.
Askeri Mahkemede Tarihi Karar: Casusluk Suçlaması Kabul Edildi
Askerin yargılandığı davada, yabancı ülke çıkarına bilgi sızdırmak için aktif girişimde bulunduğu ortaya kondu. Mahkeme belgelerine göre söz konusu asker, askeri tesis planlarını ve üs yerleşim bilgilerini yabancı bir ülkeye satmayı teklif etti.
Ancak bu teklif, istihbarat birimlerinin kontrolünde yürütülen sahte bir operasyon kapsamında tespit edildi. Bir istihbarat subayı, sahte alıcı kimliğiyle askerle temasa geçti. Askerin bu teklifi açık biçimde sunduğu ve suçunu mahkeme önünde kabul ettiği belirtildi.
Askerin cezası önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Christchurch Saldırısı Sonrası Gözetim Altına Alınmıştı
Askerin geçmişi incelendiğinde, 2019 yılında yaşanan Christchurch cami saldırısı sonrası güvenlik güçlerinin dikkatini çektiği ortaya çıktı. Bu saldırıda 49 kişi hayatını kaybetmiş, Yeni Zelanda’da radikalleşme, nefret suçları ve güvenlik açıkları geniş çapta tartışılmıştı.
Söz konusu asker, saldırıdan sonra istihbarat tarafından yakın takibe alındı. İzleme sürecinde, üçüncü bir ülkeyle temasa geçtiği ve askeri bilgileri paylaşma niyeti taşıdığı tespit edildi. Bu bilgiler, daha sonra hakkında açılan soruşturmanın temelini oluşturdu.
Yeni Zelanda’da Casusluk Davaları Ender Görülüyor
Yeni Zelanda’da casusluk suçlamasıyla açılan davalar son derece nadir. En son dikkat çeken benzer dava, 1974–1975 yıllarında görülmüştü. Ülkenin saygın akademisyenlerinden Bill Sutch, Sovyetler Birliği lehine casusluk yapmakla suçlanmış, ancak yargılama sonucunda beraat etmişti.
Bu son davayla birlikte, ülke tarihinde ilk kez bir birey resmi olarak casusluk suçu nedeniyle mahkûm edilmiş oldu.
Güvenlik ve İstihbarat Politikalarında Dönüm Noktası
Uzmanlara göre bu olay, Yeni Zelanda’nın istihbarat yapılanmasında ve ordu içindeki güvenlik protokollerinde önemli değişikliklere yol açabilir. Özellikle yabancı unsurların içerideki personelle temasa geçmesi ve bilgi akışı riski, yeni dönem güvenlik politikalarının yeniden yapılandırılmasına neden olabilir.
İstihbarat yetkilileri, iç tehditlerin yalnızca dışa dönük gözle değil, aynı zamanda kurum içi gözetim ve psikolojik profilleme sistemleriyle daha güçlü şekilde izlenmesi gerektiğini savunuyor.
Adı Gizli Tutulan Askerin Profili Tartışma Konusu
Kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri ise casuslukla suçlanan askerin kimliği. Gizlilik ilkesi gereği açıklanmayan isim, medyada ve sosyal platformlarda yoğun şekilde tartışılıyor. Kimileri, kişinin ordu içindeki konumuna göre daha fazla hasara yol açabileceğini öne sürerken, kimileri ise bu tür vakaların artmaması için askeri eğitimde ideolojik tarama süreçlerinin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.