Yapay zekâ sistemlerinin, 2025 yılı sona ermeden önce veri merkezlerinin elektrik tüketiminin neredeyse yarısını oluşturabileceği tahmin ediliyor. Bu dikkat çekici öngörü, teknoloji sürdürülebilirliği üzerine çalışan analist Alex de Vries-Gao tarafından yapıldı. De Vries-Gao’nun değerlendirmesi, önümüzdeki günlerde enerji teknolojileri dergisi Joule’de yayımlanacak.
De Vries-Gao’nun çalışması, başta Nvidia ve AMD olmak üzere yapay zekâ modellerinin eğitim ve çalıştırılmasında kullanılan ileri seviye çiplerin enerji tüketimine odaklanıyor. Aynı zamanda Broadcom gibi diğer donanım üreticilerinin tüketim verileri de analiz kapsamında ele alınıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’ndan Kritik Tahmin
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), yalnızca 2024 yılında veri merkezlerinin –kripto madenciliği hariç tutulmak üzere– toplamda 415 terawatt saat elektrik harcadığını açıkladı. De Vries-Gao’nun analizine göre, bu tüketimin yüzde 20’si halihazırda yapay zekâ sistemlerinden kaynaklanıyor olabilir.
AI sistemlerinin işleme gücü gereksinimi, yalnızca işlemcilerle sınırlı değil. Aynı zamanda sunucuların soğutulması için gereken enerji de toplam tüketimi ciddi oranda artırıyor. De Vries-Gao, bu sebeple AI altyapılarının enerjiye olan talebinin 2025’in sonunda veri merkezlerinin toplam tüketiminin yüzde 49’una ulaşabileceğini belirtiyor. Bu oran, Hollanda’nın toplam enerji kullanımının iki katına denk geliyor.
Donanım Talebi Artabilir ya da Yavaşlayabilir
Analiz, bazı koşullarda donanım talebinin yavaşlayabileceğini de hesaba katıyor. ChatGPT gibi uygulamalara olan ilginin azalması ya da küresel siyasi gerginliklerin AI çipi üretimini etkilemesi, büyümeyi frenleyebilir. Özellikle Çin’e yönelik çip ihracat kısıtlamaları, daha az donanım kullanan alternatif AI modellerinin geliştirilmesini teşvik ediyor. DeepSeek R1 modeli buna örnek olarak gösteriliyor.
Buna rağmen De Vries-Gao, bu tür optimizasyonların paradoksal bir etki yaratabileceğini savunuyor. Daha verimli çözümler, daha fazla yapay zekâ sisteminin devreye girmesine neden olabilir. “Egemen AI” olarak adlandırılan ve ülkelerin kendi AI altyapılarını geliştirme yarışı da donanım talebini artıran faktörler arasında yer alıyor.
Fosil Yakıt Bağımlılığı Geri Mi Geliyor?
ABD merkezli veri merkezi girişimi Crusoe Energy’nin 4,5 gigawatt’lık doğal gazla çalışan altyapı kapasitesi sağladığı bildiriliyor. Bu tesisin potansiyel müşterileri arasında OpenAI’nin de bulunduğu belirtiliyor. OpenAI’nin Stargate ortak girişimi kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’nde yeni bir veri merkezi başlatması, bu yönde önemli bir sinyal olarak görülüyor.
De Vries-Gao, bu gelişmelerin veri merkezlerinin yeniden fosil yakıt bağımlılığına sürüklenebileceği uyarısında bulunuyor.
Şeffaflık ve Regülasyon Çağrısı
De Vries-Gao, AI sistemlerinin enerji kullanımı hakkında kamuoyuna açık veri paylaşımının giderek azaldığını belirtiyor. Avrupa Birliği’nin yürürlüğe soktuğu AI Yasası, model eğitimi sırasında kullanılan enerji miktarının açıklanmasını şart koşuyor. Ancak bu zorunluluk, günlük kullanımda tüketilen enerji için geçerli değil.
İngiltere’deki Alan Turing Enstitüsü’nün sürdürülebilirlik direktörü Prof. Adam Sobey, yapay zekânın ne kadar enerji tükettiği kadar, bu teknolojinin enerji verimliliği yaratabileceği alanlara da odaklanılması gerektiğini vurguluyor. Sobey’e göre ulaştırma ve enerji gibi yüksek karbon salımlı sektörlerde AI uygulamaları, doğru senaryolarda net enerji tasarrufu sağlayabilir.