Küresel tanınırlığa sahip sosyal medya platformu TikTok, çocuk kullanıcıları koruma konusundaki politikalarına rağmen, pornografik içeriklere yalnızca birkaç tıklamayla ulaşılabildiği iddiasıyla yeniden gündemde. Global Witness adlı kampanya grubu tarafından yapılan araştırma, platformun çocuk hesaplarını açık içeriklere yönlendirdiğini ortaya koydu.
“Kısıtlı Mod” Açıkken Bile Erişim Sağlandı
Araştırmacılar, 13 yaşındaki bir kullanıcının doğum tarihiyle sahte hesaplar oluşturdu. TikTok’un çocukları korumak için sunduğu “kısıtlı mod” aktif hale getirildi ve hiçbir arama geçmişi olmayan temiz telefonlar kullanıldı. Buna rağmen, sistemin çocuk hesaplarına “çok açık mini kıyafetler”, “çok açık kızlar” gibi ifadelerle başlayan ve kısa sürede “hardcore porn clips” gibi kelimelere evrilen cinsel içerikli arama önerileri sunduğu tespit edildi.
Araştırmaya göre, yedi test hesabından üçü, bu tür içeriklerle hemen karşılaştı. Diğerlerinde ise yalnızca birkaç tıklama sonrasında pornografik görüntülere erişim mümkün hale geldi.
Görsellerin Arkasında Saklanan Pornografi
Global Witness, içeriklerin çoğunun doğrudan platformun filtreleme sistemlerinden kaçmak için masum görsellerin veya videoların içine gizlendiğini belirtti. Araştırmacıların aktardığına göre, bazı videolar, “zararsız” ön izleme görüntülerinin arkasında tam teşekküllü pornografik içerikler barındırıyordu.
Bu testlerden birinde, hesap oluşturulduktan sadece iki tıklama sonra açık içeriklere ulaşıldı: Biri arama çubuğuna dokunmak, diğeri ise önerilen terimlerden birine tıklamaktı.
İngiltere’nin Yeni Güvenlik Yasası’na Aykırı
Global Witness, bu durumun, İngiltere’nin 25 Temmuz’da yürürlüğe giren Çevrimiçi Güvenlik Yasası’nı (Online Safety Act) ihlal ettiğini savundu. Söz konusu yasa, teknoloji şirketlerine çocukların pornografik veya zararlı içeriklerle karşılaşmasını önleme yükümlülüğü getiriyor.
Kuruluş ayrıca, testlerde iki videoda 16 yaşından küçük olduğu düşünülen kişilerin yer aldığını belirledi ve bu içerikleri İnternet İzleme Vakfı’na (IWF) bildirdi.
Ofcom: “Bulguları İncelemeye Alacağız”
İngiltere’nin iletişim düzenleme kurumu Ofcom, araştırmanın sonuçlarını dikkate alacağını açıkladı. Kurumun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bu araştırma için gösterilen çabayı takdir ediyoruz. Bulgular, çocukların çevrimiçi güvenliği açısından önem taşıyor ve sonuçları detaylı biçimde inceleyeceğiz.”
Ofcom’un yayımladığı uyum kuralları, çocuklara zararlı içerik gösterme riski taşıyan platformların algoritmalarını filtreleme ve içerik öneri sistemlerini yeniden yapılandırma zorunluluğunu içeriyor.
TikTok: “İhlal Edilen İçerikleri Kaldırdık”
TikTok, Global Witness’ın bulgularının kendilerine ulaşmasının ardından hızlı bir inceleme başlattıklarını ve kuralları ihlal eden içeriklerin kaldırıldığını duyurdu.
Şirket sözcüsü yaptığı açıklamada,
“Bu iddialardan haberdar olur olmaz hemen harekete geçtik. Politikalarımızı ihlal eden içerikleri kaldırdık ve arama öneri sistemimizde iyileştirmeler başlattık”
ifadelerini kullandı.
TikTok’un mevcut içerik politikaları, pornografik materyalleri ve aşırı cinselleştirilmiş görselleri kesin biçimde yasaklıyor. Ancak araştırmanın sonuçları, platformun otomatik öneri algoritmalarının çocuk kullanıcıları bu tür içeriklere yönlendirdiğini gösteriyor.
Uzmanlardan “Algoritmik Sorumluluk” Uyarısı
Dijital güvenlik uzmanları, bu olayın yalnızca TikTok için değil, tüm sosyal medya platformları için bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre, yapay zekâ temelli öneri sistemleri, kâr amacıyla etkileşimi artıracak içerikleri öne çıkarırken, çocuk güvenliğini ikinci plana atabiliyor.
Siber Etik Derneği Başkanı Dr. Emma Rowland, şu değerlendirmede bulundu:
“Bir platform, 13 yaşındaki bir çocuğu birkaç tıklamayla pornografiye yönlendirebiliyorsa, bu yalnızca teknik bir hata değildir; etik bir krizdir.”
Dijital Güvenlikte Yeni Dönem
Bu olay, çocukların dijital dünyada korunması konusundaki küresel tartışmaları yeniden alevlendirdi. Avrupa Birliği ve ABD’de benzer şekilde, “çocuk dostu algoritma” zorunluluğu getiren düzenlemeler gündemde.
Uzmanlar, ebeveynlerin yanı sıra devletlerin de bu konuda proaktif davranması gerektiğini, sadece yaş doğrulaması değil, davranış temelli içerik filtrelerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.