Oscar ödüllü yönetmen Bill Condon’ın yeni filmi Örümcek Kadının Öpücüğü (Kiss of the Spider Woman), dün gece Sundance Film Festivali kapsamında izleyicilerle buluştu. Eccles Center Theatre’da gerçekleşen prömiyer, filmin sonunda iki kez ayakta alkışlandı. Müzikal türündeki bu yapım, festivalin en çok konuşulan eserlerinden biri oldu.
Jennifer Lopez Gözyaşlarını Tutamadı
55 yaşındaki başrol oyuncusu Jennifer Lopez, izleyicilerden gelen yoğun alkış karşısında gözyaşlarını tutamadı. Filmin ardından düzenlenen soru-cevap bölümünde duygularını dile getiren Lopez, “Hayatım boyunca bu anı bekledim” dedi. Ayrıca çocukluk hayalinin böyle bir projede yer almak olduğunu ifade etti:
“Bu işi yapmak istememin nedeni, annemin beni her yıl Şükran Günü’nde Batı Yakası Hikayesi (West Side Story) yayımlandığında televizyon karşısına oturtmasıydı. Hep büyülenirdim ve ‘Bunu yapmak istiyorum’ derdim. İlk kez hedefime tam anlamıyla ulaştım.”
Eleştirmenlerden Tam Not Aldı
Hollywood Reporter’ın baş film eleştirmeni David Rooney, Örümcek Kadının Öpücüğü’nü Jennifer Lopez’in onlarca yıllık kariyerindeki en iyi performanslardan biri olarak değerlendirdi. Film, hem duygusal anlatımı hem de müzikal yapısıyla izleyicilerin büyük beğenisini kazandı.
Manuel Puig’in Efsane Romanı Yeniden Beyaz Perdede
Manuel Puig’in 1976’da yayımlanan aynı adlı romanı, daha önce 1985 yılında Hector Babenco tarafından beyaz perdeye taşınmıştı. O dönemki uyarlama, başrol oyuncusu William Hurt’e Cannes Film Festivali’nde ve Oscar’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandırmıştı. Ayrıca bu yapım, En İyi Film dalında Oscar’a aday gösterilen ilk bağımsız film olma özelliğiyle tarihe geçmişti.
Condon’ın Yönetmenlikteki Gücü
Filmin yönetmeni Bill Condon, daha önce yönettiği Rüya Kızlar (Dreamgirls) ve Güzel ve Çirkin (Beauty and the Beast) gibi başarılı müzikallerle tanınıyor. Ayrıca Rob Marshall’ın Chicago filmindeki senaristlik performansı da Condon’ın Hollywood’daki prestijini artırmıştı.
Hikaye Derinliğiyle Büyülüyor
Film, iki hücre arkadaşının hikayesini anlatıyor: Diktatörlüğü devirmeyi hedefleyen siyasi mahkum Valentíno ve ahlaksızlıktan hüküm giymiş Molina. Hikaye, Molina’nın favori yıldızı Ingrid Luna’nın oynadığı bir Hollywood müzikalini Valentíno’ya anlatmasıyla farklı bir boyut kazanıyor. Bu sırada iki karakter arasında dokunaklı bir bağ oluşuyor.