Robbie Williams, “Radical Honesty” adlı sergisiyle Londra’da sanatseverlerin karşısına çıktı. Ancak sergi, sanat eleştirmenlerinden özellikle de The Guardian yazarı Eddy Frankel’den ağır eleştiriler aldı. Frankel’e göre sergi, terapi klişeleri, boş özgüven cümleleri ve yüzeysel görsellik ile dolu.
Müzikten Sanata Geçişte Büyük Hayal Kırıklığı
Eski Take That yıldızı olan Robbie Williams, müziğin dışında da yaratıcı yollar ararken rotasını sanata çevirmişti. Ancak Moco Müzesi’ndeki sergisi, çoğu izleyici ve eleştirmen için bir sanat deneyiminden çok bir “şaka” olarak algılandı. Sergide yer alan dijital çizimler, kendini yardım kitaplarından fırlamış sözlerle süslenmiş:
“Evet, bencil olabilirsin ama üzerine kurulu olduğun şahane bir benliğin var.”
“Üzgünüm, çok karizmatik olduğum için. Engellemeye çalıştım ama elimden gelen bir şey yoktu.”
Sanat mı, Sosyal Medya Afişi mi?
Sergideki görsellerin büyük kısmı, Instagram’da sıkça karşılaşılan kişisel gelişim içeriklerine benzetiliyor. Bir işte, gökyüzünde uçan bir uçağın arkasından çekilen pankartta yazan “Yes you are self centred, but what a marvellous self to be centred on” ifadesi, eleştirmen Frankel tarafından “midemi bulandırdı” sözleriyle yorumlandı.
Bir başka örnekte, bir kaset üzerine şu sözler yazılı:
“Güller kırmızı, menekşeler mavi, herkes bir salak, sen hariç.”
En Kötü Eser: Take That’ten Hayat Tavsiyesi Alan Bir Yol Ayrımı
Frankel’in en sert eleştiriyi yönelttiği iş ise bir tabela görseli. Solda “Kendini sınırlayan inançların”, sağda ise “Hâlâ sahip olabileceğin hayat” yazıyor. Yani hangi yoldan gidersen git, Take That üyesinden kişisel gelişim dersi alma cehennemine çıkıyor.
Sergide ayrıca büyük bir kapüşonlu sweatshirt, üzerinde antidepresan ve psikiyatri ilaçlarının isimleriyle süslenmiş. Diğer bir işte ise Williams, aynaya bakarak “Kendini affet, gerizekâlılık yaptın” diyor.
Eleştirmen: “Bu Sanat Değil, Sadece Kötü Tat”
Frankel yazısında şu ifadeye yer veriyor:
“Bu eserler, estetik değer taşımıyor. Kültürel katkısı sıfır. Sadece çok ciddiye alınmış, çok yüzeysel sözlerle bezenmiş kötü fikirler.”
Müzik dışında üretimde bulunmak elbette teşvik edilmeli; ancak eleştirmen, bu tür sergilerin galeriler tarafından sanat eseri olarak sunulmasının, kamusal alanda ciddiyetle değerlendirilmesini meşrulaştırdığını savunuyor.
Serginin Yükselttiği Soru: Gerçek Sanat Nerede Başlar?
Frankel’e göre, sanat fonlarının tırpanlanması ve müzelerin popüler kültürle ayakta kalmaya çalışması, bu gibi “pazarlanabilir ama içi boş” işlerin artmasına neden oldu. Van Gogh dijital deneyimleri, Klimt ışık şovları ve “kendini keşfet” temalı etkileşimli enstalasyonlar, sanatı derinlikten uzaklaştırıyor.