ABD Başkanı Donald Trump, teknoloji devi Intel’de hükümet adına %10’luk hisse satın alındığını duyurarak Amerikan iş dünyasında eşi benzeri görülmemiş bir adım attı. Bu gelişme, Intel CEO’su Lip-Bu Tan’ın Çin bağlantıları nedeniyle istifaya zorlanmasının hemen ardından geldi. Trump’ın bu agresif müdahalesi, sadece Intel için değil, kurumsal Amerika için de yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Anlaşma Karşılıklı Fotoğrafla Duyuruldu
Başkan Trump, Intel CEO’su Lip-Bu Tan ve Ticaret Bakanı Howard Lutnick ile yaptığı görüşmenin ardından poz verdi ve anlaşmayı kamuoyuna duyurdu. Lutnick, X (eski Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“BÜYÜK HABER: Artık Amerika Birleşik Devletleri, harika teknoloji şirketimiz Intel’in %10’una sahip. Teşekkürler Lip-Bu Tan!”
Trump ise anlaşma sonrası şu dikkat çekici ifadeyi kullandı:
“Odaya işini korumak için girdi ama sonuçta bize 10 milyar doları geri verdi. Biz de bu şekilde 10 milyar doları kazanmış olduk.”
Hükümet Desteği Karşılığında Hisse Verildi
ABD hükümeti, Intel’e CHIPS ve Bilim Yasası kapsamında çip fabrikalarının inşasına katkı sağlayacak şekilde 10 milyar dolarlık hibe vermeyi planlıyordu. Bu destek, şimdi doğrudan hisse alımı şeklinde yapılandırıldı. Hisse alımı, mevcut piyasa değerine göre yaklaşık 10 milyar dolar seviyesinde ve “oy hakkı olmayan” bir yapıya sahip olacak.
Bu adım, ABD’nin son dönemde benimsediği “kamu müdahalesiyle endüstriyel canlandırma” stratejisinin yeni bir örneği olarak görülüyor.
Benzer Anlaşmalar: Nvidia, AMD ve Maden Şirketleri
Intel anlaşması, Trump yönetiminin Amerikan şirketleriyle yaptığı sıra dışı anlaşmalardan sadece biri. Örneğin:
- Nvidia, H20 çiplerini Çin’e satma karşılığında satış gelirlerinin %15’ini ABD hükümetine devretmeyi kabul etti.
- AMD, benzer bir yapıyla devlet destekli satış anlaşmasına imza attı.
- Pentagon, nadir toprak elementleri üreten küçük bir madencilik şirketinin en büyük hissedarı olacak.
- ABD, Nippon Steel’in US Steel’i satın almasına sadece “altın hisse” (vetolu özel pay) karşılığı izin verdi.
Bu tür anlaşmalar, Beyaz Saray’ın artık sadece düzenleyici değil, doğrudan yatırımcı olarak da Amerikan şirketlerinin geleceğine müdahil olduğunu gösteriyor.
Eleştiriler: Kurumsal Risk Türü Değişiyor
Trump yönetiminin bu müdahaleci yaklaşımı bazı uzmanları endişelendiriyor. Ekonomistler, bu tarz kamu yatırımlarının, şirketlerin bağımsızlığına zarar verebileceğini ve “yeni bir kurumsal risk kategorisi” oluşturduğunu vurguluyor.
CreditSights’tan Andy Li, Intel’in mevcut yapısıyla bu yatırımın stratejik olabilir ancak yeterli olmayabileceğini belirtti:
“Intel’in fason üretim biriminin yeni fabrikalar kurabilmesi için hükümet dışında daha güçlü özel ortaklara da ihtiyacı var.”
SoftBank da Devredeydi: Yine de Yetersiz
Trump öncesinde Japon yatırım devi SoftBank, Intel’e 2 milyar dolarlık sermaye enjeksiyonu yapmıştı. Ancak uzmanlara göre bu da tek başına yeterli değil. Çünkü:
- Intel, 2024 yılında 18,8 milyar dolarlık yıllık zarar açıkladı.
- Bu, şirketin 1986’dan bu yana ilk yıllık zararı oldu.
- Şirketin yeni çip fabrikaları (Fab) için kaynak yaratma süreci, müşteri bulma sorunları nedeniyle yavaş ilerliyor.
TSMC’nin Gerisinde Kalmak En Büyük Tehlike
Intel’in asıl sorunu sadece finansal değil. Tayvan merkezli TSMC, hem teknik kapasitesi hem de müşteri portföyü açısından Intel’i geride bıraktı. Şu anda verimlilik oranı düşük olan Intel üretim tesisleri, Apple gibi büyük müşterileri çekmekte zorlanıyor.
Bu nedenle uzmanlar, Trump’ın 10 milyar dolarlık kurtarma planının sembolik bir anlamı olsa da, şirketin kaderini değiştirmek için yetersiz kalabileceği görüşünde birleşiyor.