Arama motorlarında yapay zeka destekli özetlerin yaygınlaşması, dijital içerik üreticileri için yeni bir krizi beraberinde getirdi. Özellikle yemek blogları ve tarif yazarları, Google’ın AI Mode özelliğiyle sunduğu otomatik tariflerin gelir modellerini altüst ettiğini söylüyor. Reklam gelirine dayalı bir ekosistemde ayakta kalmaya çalışan içerik üreticileri için bu gelişme, yalnızca teknik bir dönüşüm değil, doğrudan bir geçim tehdidi olarak görülüyor.
Google AI Mode Tarifleri Nasıl Değiştirdi?
Google, mart ayında devreye aldığı AI Mode ile birlikte kullanıcılara arama sonuçlarının en üstünde yapay zeka tarafından oluşturulmuş tarifler sunmaya başladı. Ancak bu tarifler, özgün içerikler olmaktan çok uzak. Sistem, farklı sitelerdeki benzer tarifleri alıp birleştiriyor, ortaya ise çoğu zaman tanınmaz hale gelmiş, bağlamdan kopuk ve hatalı içerikler çıkıyor.
Bu durumun en çarpıcı örneklerinden birinde Google’ın yapay zekası, hiciv sitesi The Onion’ı gerçek bir yemek kaynağı sanarak kullanıcılara zararsız olmayan yapıştırıcıyla yemek pişirmeyi bile önermişti. Bu tür hatalar, yalnızca kullanıcı güvenliğini değil, tarif yazarlarının itibarını da zedeliyor.
Tarif Yazarları İçin Telif Duvarı Yok
Sorunun temelinde ise hukuki bir boşluk bulunuyor. Tarifler, genel olarak telif koruması altında sayılmıyor. Telif hukuku, bir tarifin kelime kelime yazımını koruyabiliyor ancak tarifin kendisini, yani bir dizi talimatı değil. Bu nedenle yapay zeka tarifleri, farklı içerik üreticilerinden alınan bilgileri harmanlayarak yeni bir metin oluşturabiliyor ve çoğu zaman atıf yapmadan kullanabiliyor.
Bu durum, yıllarını tarif geliştirmeye ve test etmeye adamış içerik üreticileri için büyük bir adaletsizlik olarak görülüyor. Çünkü birçok yemek blogu, içeriklerini ücretsiz sunup reklam gelirleriyle ayakta kalıyor.
“Bu Bir Yok Oluş Olayı”
Yemek dünyasında tanınan platformlardan biri olan Taste’ın kurucusu Matt Rodbard, yaşanan süreci “bir yok oluş olayı” olarak tanımlıyor. Rodbard’a göre, reklam gelirine dayalı çalışan siteler için Google AI Mode, oyunun kurallarını kökten değiştirdi. Tarif içerikleri artık tıklanmıyor; kullanıcılar, arama sayfasında gördükleri AI özetleriyle yetiniyor.
Benzer bir tabloyu yaşayan Clean Eating Kitchen blogunun yazarı Carrie Forrest, son iki yılda site trafiğinin yüzde 80’ini kaybettiğini söylüyor. Bu düşüş, özellikle yılın en kazançlı dönemi olan tatil sezonunda daha da hissediliyor.
“İnsanlar Kaynağa Tıklamıyor”
Bazı içerik üreticilerinin rakamları henüz sabit kalsa da endişe büyük. Familystyle Food blogunun yazarı Karen Tedesco, Google’da “İtalyan köfte” araması yaptığında kendi sitesinin üst sıralarda çıktığını, ancak AI Mode’a geçtiğinde tarifinin dokuz farklı kaynaktan alınan bilgilerle parçalanarak yeniden yazıldığını fark ettiğini söylüyor.
Tedesco’ya göre asıl sorun şu: Kullanıcılar, AI özetlerinde yer alan kaynak bağlantılarına tıklamıyor. Tarif, detayları ve teknik bilgileriyle birlikte değil; sadeleştirilmiş, yüzeysel bir liste olarak sunuluyor. Bu da içerik üreticisinin emeğini görünmez kılıyor.
Reklam Geliri Neden Düşüyor?
Inspired Taste sitesinin kurucularından Adam Gallagher, Google istatistiklerinde dikkat çekici bir çelişki fark etti. Site bağlantıları arama sonuçlarında daha fazla görüntülenirken, gerçek ziyaretçi sayısı düşüyor. Gallagher’a göre bu durum, kullanıcıların Google’ın yapay zeka yorumunu yeterli bulduğunu ve siteye girme ihtiyacı duymadığını gösteriyor.
Bu tablo, tarif yazarlarının ana gelir kaynağı olan reklam trafiğini doğrudan vuruyor.
Sorun Sadece Yapay Zeka mı?
Rodbard, tarif sitelerinin de hataları olduğunu kabul ediyor. Aşırı reklam, açılır pencereler ve sayfa çökmeleri, kullanıcı deneyimini yıllar içinde bozdu. Ancak ona göre asıl darbe, Google’ın algoritma değişiklikleri ve AI Mode ile geldi. Medya şirketi Raptive’in verilerine göre de kullanıcıları sitelerden uzaklaştıran ana etken reklamlar değil, Google’ın arama sunum biçimi.
Abonelik Modeli Çözüm mü?
Birçok tarif yazarı için abonelik ya da paywall modelleri teoride cazip görünse de pratikte riskli. Substack veya Patreon gibi platformlarda başarılı olan isimlerin, zaten çok büyük takipçi kitleleriyle yola çıktığı belirtiliyor. Tedesco bu konuda net: “Sitemi kapatıp Substack’e geçsem, muhtemelen iflas ederim.”
Basılı Yemek Kitapları Geri mi Dönüyor?
Rodbard’a göre dijitalin karşısında basılı yemek kitapları yeniden değer kazanabilir. Çünkü kitaplar, test edilmiş tarifler ve güvenilir bir kaynak sunuyor. Pazar araştırma şirketi Circana’nın verilerine göre, fırıncılık kitaplarının satışları bu yıl yüzde 80 arttı. Ancak yapay zekanın, dijital kopyalar üzerinden kitapları da sömürdüğü belirtiliyor.
Gelecek İnsan İçeriğine Mi Ait?
Raptive yöneticisi Tom Critchlow, kullanıcıların AI içerikle ne kadar çok karşılaşırsa, ona olan güveninin o kadar azaldığını savunuyor. Yapılan bir ankete göre, katılımcıların neredeyse yarısı AI içeriğini insan üretimine göre daha az güvenilir buluyor.
Ancak tarif yazarları temkinli. Tedesco’ya göre her zaman öğrenmek isteyen bir kitle olacak, fakat blogculuk artık dalgalı bir deniz gibi: Ayakta kalmak için sürekli uyum sağlamak gerekiyor.
