Bilim insanları, Afrika kıtasının altında tespit ettikleri ritmik yer hareketlerinin, milyonlarca yıl içinde kıtanın parçalanmasına neden olabileceğini söylüyor. Etiyopya’nın Afar bölgesi merkezli araştırmada, yer altından yukarı doğru yükselen erimiş manto atımları, sanki bir kalbin attığını andıran bir düzende hareket ediyor. Bu hareketlilik, kıtanın ikiye ayrılması ve yeni bir okyanusun oluşması anlamına gelebilir.
Derinlikteki Ritmik Hareketler “Kalp Atışı”na Benziyor
Southampton Üniversitesi ve Floransa Üniversitesi ortaklığında yürütülen çalışmada, Afar Üçlü Kesişim Noktası olarak bilinen bölgeden elde edilen jeolojik örnekler incelendi. Araştırma ekibi, yer kabuğunun altındaki manto tabakasından yukarı doğru yükselen sıcak manto bulutlarının, düzenli aralıklarla püskürerek “kalp atışı” benzeri bir ritim oluşturduğunu keşfetti.
Çalışmayı yöneten bilim insanı Emma Watts, bu fenomenin Dünya’nın iç dinamiklerini anlamamız açısından çığır açıcı olduğunu belirtiyor:
“Afar’ın altındaki manto, sandığımız gibi sabit ve homojen değil. Aksine, kimyasal olarak belirgin izler taşıyan ve yukarı doğru atım yapan dinamik bir yapı söz konusu.”
Yeni Bir Okyanus Oluşabilir
Bu keşif, tektonik levha teorilerinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bilim insanları, bu tür derin manto hareketlerinin zamanla yer kabuğunu çatlatabileceğini ve yeni okyanus havzalarının oluşmasına neden olabileceğini öngörüyor. Afar bölgesi bu açıdan eşsiz çünkü Afrika, Arap ve Somali levhalarının kesişim noktası konumunda.
“Bu bölgedeki üç tektonik levhanın birbirinden ayrılma süreci”, Dünya’nın gelecekte nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor. Nitekim bu süreç sonunda, Afrika’nın doğu kısmının anakaradan koparak Hint Okyanusu’na doğru sürüklenmesi bekleniyor.
Yerin Altında Asimetrik Bir Bulut
Araştırma verileri, yüzeyin altında asimetrik bir manto bulutu bulunduğunu ortaya koydu. Bu bulutun yükselme biçimi ve şiddeti, üstteki tektonik levhaların hareketine doğrudan bağlı. Çalışmanın ortak yazarı Dr. Derek Keir, bu dinamiğin yeryüzü üzerindeki etkilerini şöyle açıklıyor:
“Derin manto yükselmeleri, üzerindeki levhaların davranışlarıyla eş zamanlı gelişiyor. Bu, yüzeydeki volkanik patlamaları, sismik hareketliliği ve kıtaların ayrılma sürecini doğrudan etkiliyor.”
Depremler ve Volkanlar Bu Hareketlerden Etkileniyor
Bu yer altı atımları, sadece kıtasal ayrışma değil, aynı zamanda bölgesel volkanik faaliyetleri ve depremleri de tetikleyebilir. Manto akıntılarının, özellikle levhaların en zayıf ve ince noktalarına odaklandığı düşünülüyor. Bu da volkanik patlamaların belirli bölgelerde yoğunlaşmasını ve deprem riskinin artmasını açıklıyor.
Araştırmacılar, bu süreçlerin ne kadar hızlı ilerlediğini ve ne ölçüde etkili olduğunu anlamak için daha fazla veri toplamayı planlıyor. Bu sayede, kıtasal ayrışma süreçlerinin evrimi hakkında çok daha kesin bilgiler edinilmesi hedefleniyor.
Yeni Jeolojik Çağlara Kapı Aralıyor
Çalışma, Nature Geoscience dergisinde yayımlanan “Mantle upwelling at Afar triple junction shaped by overriding plate dynamics” başlıklı makalede detaylı bir şekilde açıklandı. Bu makale, Dünya’nın iç yapısının ne denli dinamik ve değişken olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Araştırmanın sonunda, bilim insanları hem kıtaların evrimi hem de doğal afetlerin kökeni konusunda yepyeni sorularla baş başa kaldı. Ancak kesin olan bir şey var: Dünya hâlâ aktif, yaşayan ve değişen bir gezegen.