İsrail’in İran’a karşı başlattığı savaşta hava üstünlüğünü sağlaması, Tahran’da rejim değişikliği olasılığını gündeme taşıdı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran rejiminin çökmesini açıkça dillendirirken, ABD Başkanı Donald Trump bu hedefe şüpheyle yaklaşıyor. İki ülke arasında ortaya çıkan bu stratejik ayrışma, savaşın seyri kadar sonrası için de belirleyici olabilir.
İsrail Hava Üstünlüğü Sağladı
Savaşın ilk aşamasında İsrail Hava Kuvvetleri, Tahran hava sahasında tam kontrol kurdu. Bu gelişme, Tel Aviv’deki siyasi çevrelerde “rejim değişikliği” fikrinin artık sadece olasılık değil, potansiyel bir hedef olarak konuşulmasına neden oldu.
İsrail Güvenlik Kabinesi savaş öncesi bu hedefi resmen onaylamamış olsa da, bu fikir artık daha açık şekilde ifade ediliyor.
Netanyahu: Hamaney’in Ölümü Savaşı Bitirir
Başbakan Netanyahu, Fox News, ABC News ve yerel İsrail medyasında yaptığı açıklamalarda açık konuştu:
“Bu çok zayıf bir rejim. Artık ne kadar zayıf olduğunu fark etti. İran’da büyük değişimler görebiliriz,” dedi.
Netanyahu, İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ölmesinin savaşı sona erdireceğini iddia etti. Hatta muhaliflerin yayın yaptığı bir televizyon programına bağlanarak, “Sovyetler ya da Esad rejimi çökerken kimse tarih veremedi. Aynı şey İran için geçerli olabilir,” dedi.
Trump Suikasta Karşı Çıktı
Hafta sonu İsrail Savunma Kuvvetleri, Hamaney’e yönelik suikast fırsatını değerlendirme aşamasına geldi. Ancak bu öneri Washington’dan geri döndü.
Beyaz Saray kaynaklarına göre Trump, bu adımın fazla riskli olduğunu düşünerek geri adım attı. Bir yetkili “Tanıdığın Ayetullah, tanımadığından iyidir” ifadeleriyle Trump’ın çekincelerini özetledi.
Tahran’a “Tahliye Edin” Uyarısı
Trump, gece yarısı yaptığı açıklamada Tahran’daki milyonlarca kişiye “derhal şehri terk edin” çağrısında bulundu. Bu açıklamayla birlikte G7 zirvesinden erken ayrıldığını duyurdu.
Bu gelişmeler, ABD’nin İran’a yönelik büyük bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki spekülasyonları artırdı. Ancak Beyaz Saray iddiaları yalanladı ve Trump müzakere kapısının hâlâ açık olduğunu ifade etti.
İsrail: Resmi Hedef Değil Ama Masada
İsrailli askeri ve siyasi yetkililer, rejim değişikliğinin savaşın resmi hedefi olmadığını, ancak giderek daha fazla gündeme geldiğini belirtiyor. İsrail basınına konuşan üst düzey yetkililer, bu fikrin doğrudan talimat haline gelmediğini ancak “açık açık konuşulmaya başlandığını” söylüyor.
ABD-İsrail Arasında Farklılık Derinleşiyor
ABD tarafı, İran’ın nükleer ve balistik füze altyapısının yok edilmesini desteklese de, rejimi değiştirmeye yönelik askeri bir operasyon fikrine sıcak bakmıyor.
Axios’a konuşan bir Amerikan yetkili, “İsrailliler rejim değişikliğine bizden çok daha sıcak. Hatta ülkeyi yerle bir etmeye bizden daha hazırlıklı olabilirler,” dedi. Bu açıklama, iki ülkenin İran konusunda aynı stratejiye sahip olmadığını gösteriyor.
İran İçinde Rejime Karşı Ayaklanma Yok
Savaşın başlamasından bu yana İran’da geniş çaplı rejim karşıtı protesto görülmedi. İsrailli İran uzmanı Raz Zimmt, rejimin hâlâ iç bütünlüğünü koruduğunu ve dış tehdit karşısında halkın rejim etrafında birleşme eğiliminde olduğunu söylüyor.
Zimmt’e göre, bombardımanlardan etkilenen sivil mahallelerin görüntüleri, halkta öfkeyi artırmak yerine, “bayrak etrafında birleşme” psikolojisini tetikliyor.
Rejimin Direnci Ne Kadar Sürer?
Zimmt, savaşın devam etmesi ve istihbarat ile iç güvenlik sistemlerinin zayıflaması durumunda rejimin direncinin kırılabileceğini belirtiyor. Ancak şimdilik İran, dışarıdan gelen saldırılar karşısında siyasi ve toplumsal bütünlüğünü koruyor.
Gözler Hedef Değişikliğinde
İsrailli yetkililer, rejim değişikliğinin savaşın resmi hedefi haline gelip gelmeyeceğinin belirsiz olduğunu söylüyor. Ancak bu fikrin açıkça konuşulması, Hamaney üzerinde baskıyı artırarak onu nükleer programı durdurmaya zorlayabilir.
Savaşın ilerleyen günlerinde, Tel Aviv’in askeri hedeflerinde bir değişim yaşanıp yaşanmayacağı dikkatle izleniyor.