Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul’un Kuzey Ormanları sınırları içinde yer alan Çatalca İhsaniye bölgesindeki kum ocağı projesine “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verdi.
Karar, başta Çatalca Belediyesi ve İSKİ olmak üzere birçok kurum tarafından “su havzaları ve ekosistem açısından ciddi risk” taşıdığı gerekçesiyle eleştirildi.
231 Hektarlık Alanda Madencilik İzni
Projenin sahibi olan Marmara Silis Kum Ticaret Limited Şirketi, mevcut kuvars kum ocağı ve yıkama-kurutma tesisinin kapasitesini artırmak amacıyla Bakanlığa başvurmuştu.
26 Eylül’de başlayan ÇED sürecinin tamamlanmasının ardından, Bakanlık 231 hektarlık alanda madencilik yapılmasına onay verdi.
Hazırlanan ÇED raporuna göre yatırımın toplam maliyeti 63 milyon 544 bin TL olarak öngörülüyor.
Proje kapsamında yıllık 395 bin tonluk üretim hedefleniyor.
Şirket, alanın “orman vasfını yitirmiş hazine arazisi” olduğunu savunurken, bölgede Dikimce Deresi’nin geçtiği ve yeraltı su kaynaklarının mevcut olduğu belirtiliyor.
Belediyeden Sert Uyarı: “Su Havzası Riski Büyük”
Çatalca Belediyesi Plan ve Proje Şube Müdürlüğü, projeye dair gönderdiği görüş yazısında, ilçenin %90’ının içme suyu koruma havzasında bulunduğunu hatırlattı.
Belediye, doğal denge gözetilmeden yapılacak kazı ve taşıma faaliyetlerinin, bölgedeki tarım topraklarını verimsizleştireceği uyarısında bulundu.
Ayrıca proje alanının bir kısmının “tarımsal niteliği korunacak alan” sınırları içinde olduğuna dikkat çekilerek, toprak ve su kirliliği riskine vurgu yapıldı.
Belediyenin görüşünde şu ifadeler yer aldı:
“Bitki örtüsünün zayıflaması erozyonu artıracak, erozyon da kırsal nüfusun göçünü hızlandıracaktır. Bu süreç tarımsal üretimi azaltarak bölgesel kalkınmayı olumsuz etkiler.”
Belediye ayrıca, ağır tonajlı araç hareketliliğinin yolları tahrip edeceğini, toz ve gürültü kirliliğinin ise hem yaban hayatını hem de yerleşim alanlarını olumsuz etkileyeceğini belirtti.
İSKİ: Baraj Koruma Alanı Tehlike Altında
Proje hakkında görüş bildiren İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), söz konusu alanın Büyükçekmece Barajı’nın uzak mesafeli koruma bölgesinde yer aldığını açıkladı.
İSKİ raporunda, barajın İstanbul’un içme suyu güvenliği açısından kritik önemde olduğuna dikkat çekilerek şu uyarıya yer verildi:
“Projede planlanan madencilik faaliyetleri, yeraltı su kaynaklarını etkileyebilir ve barajın ekosistem hizmetlerini tehdit edebilir.”
Kuruma göre, bölgedeki hidrolojik yapının bozulması, su kalitesinde uzun vadeli düşüşe yol açabilir.
Bu nedenle İSKİ, kum ocağı projesinin yeniden değerlendirilmesini talep etti.
Ekologlardan Tepki: “Kuzey Ormanları Giderek Daralıyor”
Çevre örgütleri ve akademisyenler, kararın Kuzey Ormanları’ndaki ekolojik dengeyi geri dönüşsüz biçimde etkileyebileceğini savunuyor.
Kuzey Ormanları Savunması’ndan yapılan açıklamada, “Her yeni maden ve yol projesi, İstanbul’un kalan son nefes alanlarını biraz daha yok ediyor” denildi.
Uzmanlar, 231 hektarlık alanda yürütülecek madencilik faaliyetinin yalnızca bitki örtüsünü değil, yaban hayatı koridorlarını da parçalayacağını belirtiyor.
Orman mühendisliği uzmanı Prof. Dr. Ferhat T., “Bu tip projelerde orman vasfını yitirmiş alan kavramı çok esnek kullanılıyor. Oysa ekolojik sistem, kâğıt üzerindeki sınırlarla değil, su ve yaşam döngüsüyle tanımlanır” dedi.
Bakanlıktan Savunma: “Yasal Süreç Tamamlandı”
Eleştirilere yanıt veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kaynakları, projenin tüm yasal süreçlerden geçtiğini ve ÇED yönetmeliğine uygun şekilde onaylandığını bildirdi.
Bakanlık, “ÇED olumlu” kararının yalnızca çevresel etki analizlerinin uygun bulunması anlamına geldiğini, proje sürecinde denetimlerin düzenli yapılacağını vurguladı.
Buna karşın çevre hukukçuları, ÇED olumlu kararlarının iptali için sivil toplum örgütleri ve belediyelerin yargı yoluna başvurabileceğini hatırlatıyor.