Türkiye’de enflasyon rakamları üzerindeki tartışmalar devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından açıklanan son veriler, ekonomiye dair iki farklı tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. TÜİK’e göre 2025 yılı Mayıs ayında yıllık enflasyon oranı yüzde 35,41 olarak kaydedildi. Öte yandan ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 71,23 olarak açıkladı. Bu çarpıcı fark, ekonomik güven ve fiyat istikrarı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
TÜİK’in Mayıs Ayı Verileri: Yıllık Enflasyon Yüzde 35,41
Türkiye İstatistik Kurumu, Mayıs ayına ilişkin enflasyon raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 1,53 olarak ölçülürken, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 35,41 seviyesinde gerçekleşti. Ayrıca, çekirdek enflasyon oranı da dikkat çekti; Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 35,37 seviyesine ulaştı. Açıklanan bu rakamlar, ekonomik dengeler ve fiyat artışları konusunda resmi bakış açısını yansıttı.
ENAG Verileri: Yıllık Enflasyon Yüzde 71,23
Bağımsız akademisyenler ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Mayıs ayı enflasyon oranlarını farklı bir tabloyla açıkladı. ENAG’a göre, Mayıs ayında enflasyon yüzde 3,66 arttı. Daha çarpıcı olan ise yıllık enflasyon oranı: ENAG hesaplamalarına göre yıllık enflasyon oranı yüzde 71,23 olarak belirlendi. Bu veri, resmi enflasyon oranının yaklaşık iki katına denk geliyor ve fiyatlardaki artışın halk üzerindeki etkisini tartışmaya açıyor.
Enflasyon Tartışmaları ve Ekonomik Beklentiler
TÜİK ve ENAG arasındaki verilerdeki büyük fark, ekonomik güven meselesini yeniden gündeme getirdi. Vatandaşlar, fiyatlardaki artışı hissederken açıklanan rakamlar arasındaki çelişkiyi sorguluyor. Özellikle temel gıda ve konut fiyatlarındaki yükseliş, halkın alım gücünü zorlarken, farklı enflasyon hesaplamaları, ekonomi yönetimine olan güvenin tartışılmasına neden oluyor.
Ekonomistler, enflasyon verilerinin sadece teknik bir hesaplama olmadığını, aynı zamanda kamu politikalarının başarısı ve halkın yaşam maliyetlerine dair bir gösterge olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, açıklanan rakamlar sadece birer istatistik değil, toplumun ekonomik refahını doğrudan etkileyen göstergeler olarak öne çıkıyor.
Yeni dönemde enflasyonla mücadelede nasıl bir yol izleneceği ve fiyat artışlarının nasıl dizginleneceği merakla beklenirken, TÜİK ve ENAG verileri arasındaki uçurum tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.