Yeni bir bilimsel araştırma, anne rahmine düşülen mevsimin, bireylerin ileriki yaşamlarındaki vücut kitle indeksi (BMI) ve yağ dağılımı üzerinde kalıcı etkiler bırakabileceğini ortaya koydu. Özellikle soğuk aylarda gebe kalınan bireyler, sıcak mevsimlerdeki eşlerine göre daha düşük BMI oranlarına ve daha sağlıklı iç yağ dağılımına sahip olabiliyor.
Hangi Ayda Gebe Kalındığı, Yağ Dağılımını Belirliyor
Nature Metabolism dergisinde yayımlanan kapsamlı çalışma, bireylerin anne karnına düştüğü aylarda maruz kaldıkları çevresel sıcaklıkların, özellikle de soğuk hava koşullarının, fizyolojik gelişim süreçlerinde kritik rol oynayabileceğini vurguluyor. Japonya’nın Tohoku Üniversitesi’nden araştırmacılar, 3 ila 78 yaş aralığındaki 683 sağlıklı birey üzerinde yürüttükleri incelemelerle bu çarpıcı ilişkiyi gözler önüne serdi.
Kahverengi Yağ Dokusu Neden Önemli?
İnsan vücudunda bulunan iki tür yağ dokusundan biri olan kahverengi adipoz doku, özellikle soğuk havalarda aktifleşerek ısı üretir ve vücut sıcaklığını dengeler. Araştırmaya göre, bu doku tipi sadece ısı üretimiyle değil, aynı zamanda günlük enerji harcaması, visseral yağ oranı ve genel vücut kompozisyonu ile de doğrudan bağlantılı.
Çalışmada soğuk mevsimlerde gebe kalınan bireylerde bu kahverengi yağ dokusunun daha yoğun ve aktif olduğu, buna bağlı olarak da daha düşük iç organ yağı birikimi ve daha sağlıklı bir vücut yapısı gözlemlendi.
Hormonlar ve Enerji Depolama Biçimi
Soğuk havalarda aktifleşen kahverengi yağ dokusunun aksine, beyaz adipoz doku genellikle enerji depolama ve hormon üretiminde görev alır. Ancak araştırmacılar, sıcak hava koşullarında doğan bireylerde beyaz yağ dokusunun baskın hale geldiğini ve bu durumun obezite riski başta olmak üzere birçok metabolik sorunu beraberinde getirebileceğini belirtiyor.
Gebelikte Sıcaklık Dalgalanmalarının Rolü
Araştırmanın öne çıkan bulgularından biri de, sadece hava sıcaklığı değil, aynı zamanda günlük sıcaklık değişimlerinin büyüklüğü ile kahverengi yağ dokusunun aktivitesi arasındaki güçlü ilişki. Düşük ortam sıcaklıklarıyla birlikte daha büyük günlük sıcaklık dalgalanmaları, kahverengi yağ aktivitesini artırarak daha sağlıklı bir metabolizmanın temellerini atabiliyor.
Daha Fazla Araştırma Gerekli
Araştırmacılar, elde ettikleri sonuçların insan gelişiminde çevresel faktörlerin önemini açıkça gösterdiğini belirtiyor. Ancak bu etkinin kesin mekanizmalarını anlamak için daha geniş çaplı ve uzun vadeli çalışmaların yapılması gerektiğinin de altını çiziyorlar.
Ayrıca, bu biyolojik etkilerin beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyi ve sosyoekonomik çevre gibi diğer faktörlerle nasıl etkileşime girdiği de araştırılmaya değer bulunuyor.
Küresel Sağlık Politikalarına Etkisi Olabilir
Obezitenin dünya çapında 1 milyardan fazla insanı etkilediği ve ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı günümüzde, bu tür çalışmalar, önleyici sağlık politikalarının şekillendirilmesinde önemli bir rehber olabilir. Uzmanlar, gebelik döneminde iklim koşullarının dikkate alınmasının, özellikle risk altındaki gruplar için uzun vadede sağlıklı yaşamın anahtarı olabileceğine işaret ediyor.