Dijital flört dünyasında yeni bir dönem başladı. Yapay zekâ sevgili platformları, kullanıcılarına “kusursuz ilişki” vaadiyle hizmet verirken, uzmanlara göre bu sistemler kadın bedeni ve kişiliği üzerindeki zararlı kalıpları yeniden üretiyor.
Peki, sanal aşk gerçekten zararsız mı?
- Yapay Aşklar Gerçek Kadınların Yerini mi Alıyor?
- Geliştiricilere Göre: “İstismar Yok, Yorgunluk Yok”
- “İtaatkâr, Uysal ve Mutlu” Şablonu
- Eleştirmenlere Göre: Dijital Çağın Yeni Seksizmi
- Gizli Tehlike: Fanteziyle Gerçek Arasındaki Çizgi Siliniyor
- Sektör Patlaması: “Mantar Gibi Çoğalıyorlar”
- Etik Kriz Kapıda
- Bir Sonraki Adım: Gerçekliğin Silinmesi mi?
Yapay Aşklar Gerçek Kadınların Yerini mi Alıyor?
Varsovalı tarihçi Eleanor, New Yorklu dedektif Isabelle ve Miami’de lüks bir hayat süren ev hanımı Brooke…
Hepsi AI destekli karakterler. Bu sanal kadınlar, sohbet ediyor, flört ediyor, hatta ücret karşılığında çıplak fotoğraf ve video gönderiyor.
Tek fark: onlar insan değil.
Prag’da düzenlenen TES Yetişkin Teknoloji Konferansı’nda, bu tür yapay zekâ sevgili sitelerinin sayısında “patlama yaşandığı” bildirildi. Kullanıcılar artık “gerçek modellerle” değil, “tam itaatkâr dijital karakterlerle” etkileşime giriyor.
Geliştiricilere Göre: “İstismar Yok, Yorgunluk Yok”
Yapay sevgili platformlarının kurucuları, bu teknolojinin “kadın istismarına karşı çözüm” olduğunu savunuyor.
AI pornografi sitesi yöneticisi Steve Jones, tartışmalı bir açıklamada bulundu:
“Gerçek kadınlar insan ticaretine konu oluyor. Ama yapay zekâ kızlar asla zorlanmaz, utanmaz, kendini öldürmez. Onlar sadece hizmet eder.”
Jones’a göre, bu yeni sistem insan emeğini ortadan kaldırarak “etik bir yetişkin eğlence modeli” sunuyor. Ancak feminist örgütler, bu söylemin kadın bedenini tamamen “kullanılabilir” bir nesneye dönüştürdüğü görüşünde.
“İtaatkâr, Uysal ve Mutlu” Şablonu
Birçok sitede kullanıcılar, sanal partnerlerinin görünümünü ve kişiliğini tasarlayabiliyor.
Bazı karakter seçenekleri şöyle tanımlanıyor:
- “Submissive (itaatkâr): Uysal, yönlendirilmekten hoşlanır.”
- “Innocent (masum): Saf, optimist ve kolay inanır.”
- “Caregiver (bakım veren): Şefkatli, koruyucu ve her zaman orada.”
Kullanıcılar ayrıca yaş, cilt rengi, göz rengi ve beden ölçülerini belirleyebiliyor.
Bazı platformlarda “teen modeller” ibaresi bulunması, çocuk istismarı riskine dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Eleştirmenlere Göre: Dijital Çağın Yeni Seksizmi
Kadın hakları savunucuları, bu uygulamaların “yeni bir dijital patriarka” yarattığını savunuyor.
“The New Age of Sexism” kitabının yazarı Laura Bates, bu karakterlerin “erkek egemen fantezilerin dijital tezahürü” olduğunu vurguluyor:
“Yapay zekâ sevgililer her zaman nazik, uysal ve itaatkâr. Gerçek kadınlar gibi hayır demiyorlar.”
Uzmanlara göre, bu durum erkek kullanıcıların bilinçaltında “itaatkâr kadın” imajını pekiştiriyor ve gerçek ilişkilerde empatiyi zayıflatıyor.
Gizli Tehlike: Fanteziyle Gerçek Arasındaki Çizgi Siliniyor
AI sevgililerin hızlı yükselişi, duygusal bağ kurma biçimlerini kökten değiştirmeye başladı.
Platformlar, “duygusal sohbet” veya “cinsel fantezi” seçenekleriyle kişisel sınırları bulanıklaştırıyor.
Bazı modeller, kullanıcıyla etkileşim kurdukça “aşık oluyormuş” gibi yanıt veriyor.
Sosyologlar bu eğilimin, özellikle 18–24 yaş arası erkeklerde sosyal yalnızlığı artırdığını söylüyor.
Gerçek ilişkilerde reddedilme korkusunu ortadan kaldıran bu sistemler, bireyleri duygusal olarak soyutlanmış bir sanal evrene hapsediyor.
Sektör Patlaması: “Mantar Gibi Çoğalıyorlar”
Joi AI platformundan Alina Mitt, “AI sevgili siteleri mantar gibi çoğalıyor” diyor.
“Bugün bir tanesi kapanıyor, yarın on yenisi açılıyor. Bu sektör tam anlamıyla dijital bir savaş alanı.”
Yeni girişimler, büyük dil modelleri (LLM) ve gelişmiş görsel üretim sistemleri sayesinde neredeyse insanla ayırt edilemeyecek karakterler yaratıyor.
Bazı şirketler, tanınmış yetişkin oyuncuların yüzlerini lisanslayarak “AI ikizleri” üzerinden gelir elde ediyor.
Etik Kriz Kapıda
AI ilişkileri “insan istismarını önleme” iddiasıyla sunulsa da, yapay kişiliklerin insan algısını manipüle etme gücü giderek büyüyor.
Psikologlara göre bu durum, “duygusal uyuşma” (emotional desensitization) riski taşıyor: kullanıcılar, gerçek insan ilişkilerinde sabır ve empati yerine “tam kontrol” beklentisiyle hareket ediyor.
Uzmanlar, dijital etik yasalarının bu hızla gelişen sektör karşısında yetersiz kaldığını belirtiyor.
AB ve ABD’de AI erotik içerik regülasyonu üzerine tartışmalar sürerken, Türkiye’de bu alana ilişkin net bir yasal çerçeve henüz bulunmuyor.
Bir Sonraki Adım: Gerçekliğin Silinmesi mi?
Her geçen gün daha “insana benzeyen” yapay karakterler, yalnızlıkla mücadele eden bireyler için cazip görünebilir.
Ancak etikçiler, “duygusal gerçekliğin sanallaştırılması”nın toplum genelinde empati kaybı ve kadın düşmanlığının normalleşmesi riskini artırdığını söylüyor.
“Bu sistemler yalnızca sanal bir flört platformu değil,” diyor uzmanlar.
“Toplumsal değerleri yeniden şekillendiren sessiz bir kültürel devrim.”