Sanat dünyasında restorasyon, genellikle yalnızca müze envanterindeki en değerli eserler için ayrılan, pahalı ve zaman alıcı bir süreçtir. Ancak Massachusetts Institute of Technology (MIT) bünyesinde geliştirilen yeni bir yapay zekâ destekli teknik, bu anlayışı kökten değiştirmeye hazırlanıyor. Artık yaşlanma ve hasar nedeniyle zarar görmüş tablolar, yalnızca birkaç saat içinde dijital olarak onarılabiliyor.
Bu çığır açan yöntem sayesinde, daha önce restorasyon için “değersiz” kabul edilen sanat eserleri bile tekrar izleyiciyle buluşabilecek. Üstelik orijinal tabloya hiçbir fiziksel müdahale yapılmadan.
Yöntemin Temeli: Dijital Maskeleme ve Şeffaf Katman
Yeni sistemin işleyişi oldukça etkileyici: Öncelikle, zarar görmüş tablo yüksek çözünürlükte taranıyor. Daha sonra yapay zekâ ve dijital görüntü düzenleme yazılımları kullanılarak eksik alanlar belirleniyor. Hasarlı bölgeler; yakın çevresindeki desenler, renk tonları ve yapının orijinaliyle uyumlu detaylarla dijital olarak yeniden inşa ediliyor. Bu dijital restorasyon, özel bir şeffaf polimer katmana basılarak orijinal tablonun üzerine seriliyor.
57 Bin Renk Tonuyla Restore Edilen Bir Orta Çağ Tablosu
Tekniğin test edildiği eser, 15. yüzyıla ait, kimliği bilinmeyen Hollandalı sanatçı “Master of the Prado Adoration” tarafından yapılmış bir tablo. Tablo, yüzyıllar içinde ince çatlaklarla kaplanmış ve boya parçaları dökülerek yüzlerce küçük boşluk oluşturmuştu.
MIT yüksek lisans öğrencisi Alex Kachkine, tabloyu tarayıp yapay zekâ aracılığıyla 5.612 ayrı hasarlı bölgeyi tespit etti. Eksik desenler Photoshop ile tamamlandı, desen kopyalama yöntemiyle benzer yapılar başka bölümlerden aktarıldı. Örneğin, silinmiş bir bebek yüzü aynı sanatçının başka bir eserinden kopyalanarak tabloya dahil edildi.
Toplamda 57.314 farklı renk tonu kullanılarak, eksik alanlar dijital olarak yeniden oluşturuldu. Ardından bu dijital görüntü özel polimer bir tabakaya basıldı, mürekkebin akmasını önlemek için verniklendi ve dikkatlice tabloya yerleştirildi.
Orijinale Zarar Vermeyen, Geri Dönüştürülebilir Bir Yöntem
Bu yöntemin en dikkat çekici özelliği, orijinal esere hiçbir zarar vermemesi. Şeffaf katman istendiğinde kolayca sökülebiliyor ve restorasyon solventleriyle hiçbir iz bırakmadan çıkarılabiliyor. Böylece sanat eseri ilk haliyle korunuyor, ancak görünüm açısından ciddi bir iyileşme sağlanıyor.
Bu teknik, yalnızca verniklenmiş ve düz yüzeye sahip tablolar için uygun. Yani üç boyutlu dokulara ya da kabartmalı yüzeylere sahip eserlerde kullanılamıyor.
Düşük Değerli Tablolar İçin Büyük Fırsat
Profesör Hartmut Kutzke, Norveç’teki Oslo Kültürel Tarih Müzesi’nden yaptığı açıklamada bu tekniğin esas olarak değeri düşük olduğu için depolarda unutulmuş eserler için ideal olduğunu belirtti. Geleneksel restorasyon tekniklerinin maliyetli ve zaman alıcı olduğunu hatırlatan Kutzke, bu yöntemin geniş kitlelere daha fazla sanat eseri sunma fırsatı yaratabileceğini söyledi.
Ancak etik açıdan bazı tartışmalar da mevcut. Üzerine film kaplanan bir eserin hâlâ orijinal olup olmadığı, görüntüleme deneyimini bozup bozmadığı ve başka eserlerden alınan unsurların dahil edilmesinin uygunluğu gibi konular akademik tartışma yaratmaya başladı.
Sanatın Demokrasiyle Buluştuğu Nokta
Geleneksel olarak sadece seçkin ve pahalı eserler için ayrılan restorasyon kaynakları, bu yeni yöntemle birlikte daha geniş bir tabana yayılabilir. Yapay zekâ sayesinde sanatın demokratikleşmesi, hem müze küratörleri hem de sanatseverler açısından heyecan verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
MIT’den Kachkine, yıllar süren araştırmalarının ardından bu teknolojinin nihayet çalışır hale gelmesinden dolayı memnuniyet duyduğunu belirterek, “Sonunda tabloyu yeniden bütün bir kompozisyona dönüştürebildik. Bu, bizim için çok büyük bir adımdı” dedi.