Washington Post, beklenen İstanbul depremine dair kapsamlı bir analiz yayımlayarak hem bilimsel riskleri hem de kentin tarihi yapılarını mercek altına aldı. Haberde, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki İstanbul’un ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Özellikle Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı ve Zeyrek Çinili Hamamı gibi simge yapıların deprem riski altında olduğu belirtildi.
“Olup Olmayacağı Değil, Ne Zaman Olacağı Önemli”
Washington Post’a konuşan jeolog Wendy Bohon, “Bu bölgede daha önce yıkıcı depremler oldu ve yine olacak. Asıl mesele zaman” ifadelerini kullanarak, İstanbul’da büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Bohon, “Depremi engelleyemeyiz ama planlama ve güçlendirme çalışmalarıyla sonuçlarını azaltabiliriz. Saat işliyor, şimdi harekete geçme zamanı” diyerek aciliyetin altını çizdi.
Tarihi Yapılar Risk Altında: 40 Bin Eser Tehlikede
Washington Post’un haberinde, İstanbul’da yaklaşık 40 bin tarihi yapının bulunduğu, bunların büyük kısmının depreme karşı güçsüz olduğu belirtildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) verilerine göre, büyük bir depremde 700 bin kişiye kadar can kaybı yaşanabileceği öngörülüyor. Ancak yapıların güçlendirilmesi süreci, siyasi anlaşmazlıklar ve yasal kısıtlamalar nedeniyle yavaş ilerliyor.
Ayasofya: Güçlendirme Zor, Risk Yüksek
- yüzyılda inşa edilen Ayasofya, hem dini hem de mimari açıdan dünyaca ünlü bir yapı. Ancak yapının güçlendirilmesi, tarihi eser yasaları nedeniyle sınırlı kalıyor. İTÜ’den Oğuz Cem Çelik, “Ayasofya’nın ayakta kalması için sismik izolatörlerle temelden güçlendirilmesi gerekiyor. Ancak bu işlem için yapının yerinden kaldırılması gerekir. Bu da teknik ve hukuki açıdan neredeyse imkânsız” dedi.
Hükümetin bu yıl başında başlattığı kısıtlı güçlendirme çalışmaları arasında, kubbelerin kurşun kaplamalarının yenilenmesi, çelik iskeletin güçlendirilmesi ve mozaiklerin korunmasına yönelik dış cephe takviyesi yer alıyor.
Yerebatan Sarnıcı: Derinlerde Sarsıntıya Direnmeye Hazır Mı?
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un altındaki en büyük antik su yapılarından biri. 6. yüzyılda inşa edilen sarnıç, 330’dan fazla dev sütunla ayakta duruyor. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, “Su seviyesi düşürüldü, fazla beton temizlendi ve çelik sistemle 630 yatak eklendi” diyerek yapılan müdahaleleri anlattı.
Ancak uzmanlara göre bu önlemler yetersiz. İTÜ’den Prof. Dr. Çelik, ileri teknolojiyle desteklenmiş kapsamlı bir restorasyonun şart olduğunu vurguluyor. Fakat bu da tıpkı Ayasofya gibi yüksek maliyet ve bürokratik engellere takılıyor.
Zeyrek Çinili Hamam: Özel Sektörün Örnek Müdahalesi
Yaklaşık 1530 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan Zeyrek Çinili Hamam, son yıllarda özel sektör eliyle gerçekleştirilen kapsamlı bir restorasyonla gündeme geldi. Marmara Grubu tarafından yürütülen restorasyon 13 yıl sürdü. Grup yöneticisi Yavuz Suyolcu, yapının hem orijinal malzemeyle onarıldığını hem de modern bir destek sistemiyle güvenceye alındığını belirtti.
Kireç harcı, esnek yapısı sayesinde hem tarihi dokuya zarar vermedi hem de dayanıklılığı artırdı. Ayrıca kubbeler çevresindeki antik ahşap kuşaklar çelik bantlarla değiştirildi, duvarlardaki fazla çimento temizlendi ve yapının yamaçtan kaymasını önleyecek modern destekler inşa edildi.
Suyolcu’nun ifadesiyle, bu tür yapıların 2.000 yıl ayakta kalabilmesinin sırrı, modern bilimle geleneksel tekniklerin birleşimi.