İngiltere’de doğa koruma kuruluşu Plantlife, yürüttüğü proje kapsamında 850 gönüllü vatandaş bilimciden destek alarak nadir mantar türlerini kayıt altına aldı.
Mezarlıklardan koyun çiftliklerine, özel bahçelerden çimenlik alanlara kadar farklı bölgelerde yapılan gözlemler, doğa koruma çalışmalarına yeni bir boyut kattı.
Gönüllüler, pembe balmumu mantarı (Porpolomopsis calyptriformis) için 300 yeni alan, mor mercan mantarı (Clavaria zollingeri) için ise 18 yeni habitat tespit etti.
Uluslararası Çapta Tehlike Altındalar
Pembe balmumu mantarı, küresel ölçekte “hassas tür” olarak sınıflandırılıyor ve IUCN Kırmızı Listesi’nde yer alıyor. Bu da onu, kar leoparı veya dev panda gibi nesli tehdit altında olan canlılarla aynı kategoride konumlandırıyor.
Plantlife’ın kıdemli mantar koruma uzmanı Dr. Aileen Baird, bu keşiflerin önemine dikkat çekerek, “Bu nadir türlerin İngiltere’de görece yaygın bulunması, ülkenin uluslararası sorumluluğunu artırıyor” dedi.
Baird ayrıca bu mantarların antik çayır habitatlarının göstergesi olduğunu, ancak bu habitatların hızla yok olduğunu vurguladı.
Antik Çayırlar Ve Tehdit Altındaki Yaşam Alanları
Antik çayırlar, gübre kullanılmayan, düşük besin değerine sahip ve doğal döngülerin korunduğu özel ekosistemlerdir.
Ancak tarım, yapılaşma ve yanlış arazi kullanımı nedeniyle bu alanların büyük bir kısmı yok oldu.
Yoğun tarım, ağaçlandırma projelerinin yanlış alanlara yapılması, gübre ve pestisit kullanımı bu mantarların varlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Baird, “Ağaç dikmek doğa için genelde olumlu olsa da, mantarların ihtiyacı olan habitat çayır ekosistemidir. Yanlış yerde yapılan ağaçlandırma bu türleri yok edebilir” ifadelerini kullandı.
Vatandaş Bilimcilerin Rolü
Plantlife’ın düzenlediği Waxcap Watch isimli yıllık araştırma programı, gönüllülerin katılımıyla her yıl eylül-aralık ayları arasında gerçekleştiriliyor.
Bu çalışmada elde edilen veriler, özel mülklere ve daha önce incelenmemiş bahçelere erişim sağlanması sayesinde bilim dünyasına önemli katkılar sunuyor.
Uzmanlara göre, gönüllülerin katkısı olmadan bu nadir türlerin geniş ölçekte kayda alınması mümkün olmayacaktı.
Baird, “İnsanların mantarlara olan ilgisi giderek artıyor. Bu yıl elde edilen veriler, bugüne kadar yapılan en kapsamlı gönüllü araştırma oldu” dedi.
Mantarların Renkli Dünyası
Vatandaş bilimciler için balmumu mantarları, gözlem yapmaya başlamak için ideal türler olarak görülüyor.
Bu mantarlar, çimenlik habitatlarda kırmızı, pembe, turuncu, sarı, yeşil ve mor gibi canlı renklerle kolayca fark edilebiliyor.
Baird’e göre, “Onları tanımak zor değil çünkü çoğu parlak renkleriyle dikkat çekiyor. Bu da gönüllülerin kayıt yapmasını kolaylaştırıyor.”
Biyoçeşitlilik İçin Önemli Bir Adım
Clare Blencowe, İngiliz Mikoloji Derneği saha mikolojisi ve koruma komitesi üyesi olarak yaptığı değerlendirmede, “Pembe balmumu ve mor mercan için bu kadar çok yeni alanın keşfedilmesi olağanüstü. Bu mantarlar, çayırların sağlığını gösteren en önemli türler arasında yer alıyor” dedi.
Blencowe ayrıca bu keşiflerin yalnızca kırsal alanlarda değil, aynı zamanda şehir içindeki park ve bahçelerde de biyoçeşitliliğin güçlü olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Doğa Ve İnsan Arasındaki Köprü
Elde edilen yeni veriler, yalnızca mantar türlerinin korunması açısından değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin ve habitat kaybının etkilerini anlamak açısından da büyük önem taşıyor.
Uzmanlar, gönüllü vatandaşların katkısının artması halinde, nadir mantar türlerinin korunması için daha kapsamlı projeler geliştirilebileceğini söylüyor.
Bu keşif, doğa ile insan arasındaki ilişkinin yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kültürel ve çevresel bir köprü olduğunu bir kez daha ortaya koydu.