Uber, 2026 yılından itibaren Birleşik Krallık yollarında sürücüsüz araçları test etmeye hazırlanıyor. Şirketin, Amerika’daki Waymo iş birliğinden edindiği deneyimi, şimdi İngiltere’nin karmaşık yol altyapısında daha büyük ölçekte hayata geçirmesi bekleniyor. Pilot şehir olarak Londra’nın seçilmesi, projenin kapsamını daha da önemli hale getiriyor.
Uber, İngiltere’de Sürüşün Geleceğini Şekillendiriyor
Uber’in ABD’deki otonom araç deneyimi, 2026 ilkbaharında Birleşik Krallık’a taşınıyor. İngiltere Ulaştırma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Londra başta olmak üzere bazı şehirlerde sürücüsüz taksiler kamuya açık yollarda test edilecek. Bu, Uber’in bugüne kadar gerçekleştirdiği en kapsamlı otonom sürüş denemesi olacak.
Şirket, Londra’nın yoğun trafik, karmaşık kavşaklar ve dar sokaklar gibi zorlu sürüş koşullarıyla öne çıktığını ve bu durumun, otonom sürüş teknolojileri için “en ideal test ortamı” sunduğunu ifade etti.
Yeni Yasalarla Güvence Altında
İngiltere, 2024 yılında yürürlüğe giren Otomatik Araçlar Yasası ile seviye dört otomasyon sistemine sahip araçların test edilmesine yasal zemin hazırladı. SAE International tarafından belirlenen bu seviyeler arasında dördüncü seviye, aracın tüm sürüş görevlerini belirli koşullar altında insan müdahalesi olmaksızın yerine getirebildiği aşamayı tanımlıyor.
Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander, yeni yasa ve Uber’in pilot çalışması için şu değerlendirmede bulundu:
“Bu gelişme, İngiltere’nin teknolojiye duyduğu güvenin açık bir göstergesi. 2026’ya kadar hızlandırılmış test süreçleri ile yalnızca yol güvenliğini artırmakla kalmayacağız, aynı zamanda 38 bin yeni iş yaratacak ve ekonomimize 42 milyar sterlinlik katkı sağlayacağız.”
Sektörel Dönüşüm ve Ekonomik Etkiler
Uber’in otonom araç girişimi sadece şehir içi ulaşımı değil, aynı zamanda tarım, lojistik ve paket teslimatı gibi sektörleri de etkileyecek. Özellikle John Deere gibi şirketlerin tarım makinelerinde otonom çözümler geliştirmesi, teknoloji odaklı ekonomik büyümenin çok yönlü olacağını gösteriyor.
Ancak uzmanlara göre, otomatik araçların bireysel mülkiyeti hala uzak bir hedef. Araçların üretim maliyetlerinin yüksekliği ve altyapı gereksinimleri, bu teknolojinin kısa vadede yalnızca ticari alanda yaygınlaşmasına neden olacak.
Waymo Deneyimi: Güvenlik Verileri Ne Söylüyor?
Uber’in ABD’deki otonom araç ortağı olan Waymo, sürücüsüz araçların güvenliği konusunda iddialı. Şirketin verilerine göre, 2020’den bu yana 192 kaza yaşandı ve bunların 18’i yaralanmayla sonuçlandı. Ancak araçların güvensiz manevralar yaptığına yönelik eleştiriler de var.
Waymo, insan sürücülere kıyasla yüzde 72 daha az yaralanmalı kaza ve yüzde 84 daha az hava yastığı açılan kaza oranına sahip olduklarını belirtiyor. Yine de kamuoyunda sürücüsüz araçların refleksleri ve çevre algısı hâlâ sorgulanıyor.
Londra, Akıllı Şehir Modelinin Merkezine Yerleşiyor
Uber’in Londra’yı pilot şehir olarak seçmesi tesadüf değil. Kent, halihazırda akıllı ulaşım sistemleri, trafik kontrol algoritmaları ve veri tabanlı altyapı yönetimi ile ön plana çıkan bir şehir. Sürücüsüz araç testleriyle birlikte Londra, küresel anlamda akıllı şehir dönüşümünün lokomotiflerinden biri olmayı hedefliyor.