Tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, cezaevi koşullarında karşı karşıya kaldığı yoğun tıbbi müdahaleler nedeniyle yeniden gündemde. Son sekiz gün içinde kendisine önce kemik iliği biyopsisi, ardından boyun bölgesinden üç ayrı doku örneği alındı. Bu işlemlerin ardından şimdi de dördüncü bir biyopsi planlanıyor. Sürecin bu denli yoğun ilerlemesi, hem tıbbi çevrelerde hem de kamuoyunda ciddi soru işaretlerine yol açtı.
Peş Peşe Müdahaleler Psikolojik Olarak Da Zorluyor
Edinilen bilgilere göre, ilk biyopsi işlemi kemik iliğinden alındıktan sonra, boyun bölgesinden üç ayrı doku örneği alınması planlandı. Bu müdahalelerin her biri, yalnızca fizyolojik olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak da yıpratıcı bir etki yaratıyor. Cezaevi gibi stresin yüksek olduğu bir ortamda bu tür işlemlerin tekrarı, hasta üzerinde ağır sonuçlara neden olabiliyor.
Avukatı: “Bu Artık Tıbbi Müdahale Değil, Eziyet”
Başkan Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin yaptığı açıklamada oldukça net ifadeler kullandı. “Son sekiz gündür uygulanan biyopsi zinciri hem Murat Başkan’ı hem ailesini ciddi şekilde sarstı. Her işlem sonrası canı yanıyor, morali çöküyor. Bir hasta bu kadar kısa sürede bu kadar fazla invaziv işleme maruz kalmamalı,” dedi.
Özellikle boyun bölgesinden yapılacak bir cerrahi müdahalenin, yüz felcinden kalıcı sinir tahribatına, hatta görme kaybına kadar birçok ciddi komplikasyona yol açabileceğini belirten Koçhan, bu durumun yalnızca tıbbi değil aynı zamanda insani bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Cezaevi Koşullarında Sağlık Riski Katlanıyor
Koçhan’a göre, mevcut durum aktif bir hastalık teşhisinden ziyade, geçmişte yaşanmış ciddi sağlık problemlerinin cezaevi koşullarında nüksetmesi halinde oluşabilecek hayati risklerle ilgili. Ancak yapılan işlemler, sanki kesin bir hastalık tespit edilmiş gibi yürütülüyor. Bu da sürecin sadece tıbbi değil, aynı zamanda hukuki ve etik boyutunu da tartışmalı hale getiriyor.
Yasal Başvuru Tıbbi Gerekçelere Dayanıyor
Koçhan’ın açıklamasına göre, cezaevi yönetiminin hastaneye gönderdiği yazıda da açıkça, İnfaz Kanunu 16/2 kapsamında değerlendirme istendi. Yazıda, Çalık’ın geçmişte geçirdiği rahatsızlıkların mevcut tutukluluk şartlarında hayatı için kesin tehlike oluşturup oluşturmadığı soruluyor. Ancak buna rağmen süreç, aktif bir teşhis varmış gibi invaziv işlemlerle ilerliyor.
Kilo Kaybı Ciddi Bir Uyarı Niteliği Taşıyor
Avukat Koçhan ayrıca, müvekkilinin son dönemde yaşadığı ciddi kilo kaybının da başvurularında önemli bir unsur olduğunu belirtti. Bu durumun yalnızca kişisel şikâyet değil, aynı zamanda bilimsel makaleler ve tıbbi literatür ile de desteklendiğini ifade etti. Tüm bu verilere rağmen, sürecin hassasiyetle yürütülmediğini ve Çalık’ın sağlık durumunun daha da kötüye gidebileceğini vurguladı.