Haziran ayı verileri Türk-İş tarafından açıklandı ve ekonomik tablonun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Yoksulluk sınırı, dar gelirli ailelerin yaşam şartlarının ne denli zorlaştığını tüm açıklığıyla ortaya koydu. Başkent Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli harcama tutarı rekor seviyelere ulaştı.
Açlık Sınırı 26 Bin TL’yi Geçti
Haziran ayı itibarıyla açıklanan verilere göre, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı, 26.115 TL seviyesine ulaştı. Bu tutar, sağlıklı ve dengeli bir beslenme için gerekli olan asgari harcama miktarını ifade ediyor. Geçtiğimiz aya kıyasla %4,08 oranında artan bu sınır, bir yıl öncesine göre %37,60’lık yükseliş yaşadı. Üstelik yıllık ortalama artış ise %44,58 ile dikkat çekici düzeyde.
Yoksulluk Sınırı 85 Bin TL’yi Aştı
Sadece gıda değil; barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer zaruri ihtiyaçlar da hesaba katıldığında ortaya çıkan yoksulluk sınırı, 85.065 TL oldu. Bu rakam, bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için gereken toplam harcamayı gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde artan kira fiyatları ve ulaşım maliyetleri, bu sınırın bu kadar hızlı yükselmesinde büyük rol oynadı.

Bekâr Çalışanın Yaşama Maliyeti 33 Bin TL’yi Geçti
Tek başına yaşayan bir çalışanın aylık yaşama maliyeti, 33.586 TL olarak hesaplandı. Bu veri, bekar bireylerin bile geçim derdinin ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Asgari ücretin bu rakamın oldukça altında kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, mevcut maaş düzeylerinin yaşam standardını karşılamakta yetersiz olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Yılın İlk Yarısında Durum Daha da Ağırlaştı
2025’in ilk altı ayına baktığımızda, açlık sınırı ve yoksulluk sınırı arasındaki uçurum giderek büyüdü. Altı aylık artış oranı %23,87 oldu. Gıda, enerji ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara gelen zamlar, vatandaşın cebini her geçen gün daha fazla yakıyor.
Gelir-Yaşam Uçurumu Derinleşiyor

Bu veriler, gelir düzeyinin yaşam maliyetlerinin çok gerisinde kaldığını açıkça gösteriyor. Milyonlarca insan, yoksulluk sınırının çok altında bir gelirle hayatını sürdürmeye çalışıyor. Sosyal yardımlarla geçinmek zorunda kalan kesimlerin sayısı her geçen gün artarken, bu durum uzun vadede ekonomik istikrar açısından da risk oluşturuyor.
Çözüm Bekleyen Bir Kriz: Geçim Sıkıntısı
Artan fiyatlar, maaşlara yansımayan ekonomik büyüme ve düşen alım gücü, yoksulluk ve açlık sınırları üzerinden yakından takip ediliyor. Uzmanlar, acilen gelir politikalarının gözden geçirilmesi ve yaşam standartlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, toplumun büyük bir kısmı daha da derin bir ekonomik krizin içine sürüklenebilir.