İzmir’de yolsuzluk iddiaları çerçevesinde başlatılan kapsamlı bir soruşturma, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Soruşturmanın odak noktasında ise eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bulunuyor. Savcılık tarafından yürütülen çalışmalarda 157 kişiye gözaltı kararı verilirken, aralarında birçok belediye yetkilisi ve siyasi figür yer alıyor. Soruşturmanın merkezinde ise İZBETON A.Ş. ile bağlantılı olarak ortaya çıkan iddialar bulunuyor.
İhale Skandalı: Soruşturmanın Detayları Ortaya Çıktı
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, “ihaleye fesat karıştırma” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarına dayanıyor. Bu kapsamda, Sayıştay, mülkiye müfettişi ve bilirkişi raporları doğrultusunda harekete geçildi. Soruşturmanın ana kaynağını ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerden biri olan İZBETON A.Ş. oluşturuyor.
Yapılan incelemelerde, belediye adına alınan arsa ve binaların, aynı adreste kurulu olan ve yöneticileri aynı olan kooperatiflere kat karşılığı devredildiği tespit edildi. Ayrıca, yapılan işlerin büyük bir kısmının gerçekte hiç yapılmadığı ya da eksik yapıldığı belirtildi.
Gözaltına Alınan İsimler Arasında Kimler Var?

Soruşturma çerçevesinde gözaltı kararı verilen isimler arasında yalnızca bürokratlar değil, siyasetin tanınan yüzleri de yer aldı. Bunlardan bazıları şunlar:
- Tunç Soyer – Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
- Şenol Aslanoğlu – CHP İzmir İl Başkanı
- Barış Karcı – Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
- Ulaş Aydın – Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı
- Heval Savaş Kaya – Eski İZBETON Genel Müdürü
- Engin Güzel – Buca Belediye Başkan Yardımcısı
- Gürkan Erdoğan – İZSU Genel Müdürü
- Gaffar Karadoğan – Eşrefpaşa Hastanesi Başhekim Yardımcısı
- Fırat Erkol – CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol’un oğlu
Liste uzayıp gidiyor. Şu ana kadar gözaltına alınan kişi sayısı 120 olarak açıklandı.
Soruşturmanın Temeli: Kentsel Dönüşüm ve Kooperatif Bağlantısı
İddiaların temelinde 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’na göre belediye adına alınan mülklerin, belli kooperatiflere avantajlı yollarla devredilmesi yatıyor. Bu kooperatiflerin yöneticilerinin aynı kişilerden oluşması ise dikkat çekiyor. Ayrıca, yapılan denetimlerde birçok hizmet ve ürünün aslında hiç alınmadığı, faturaların ise gerçek dışı düzenlendiği belirtiliyor.
Savcılık, İzbeton A.Ş. ve kooperatifler üzerinden dönen bu organizasyonun planlı, sistematik ve organize şekilde yürütüldüğünü savunuyor. Elde edilen raporlarda, usulsüzlüklerin yüz milyonlarca liralık bir kamu zararına neden olduğu belirtiliyor.
Siyasi Gelişmeler Nasıl Etkilenecek?
CHP’nin kalesi olarak bilinen İzmir’de yaşanan bu gelişme, yalnızca yerel yönetimle sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Soruşturma, parti içindeki dengeleri ve kamuoyundaki algıyı doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Özellikle yerel seçimlerin ardından yaşanan bu gelişme, partinin kamuoyu nezdindeki güvenilirliğini sorgulatabilir.
İzmir Kamuoyunda Şok Etkisi Yarattı
İzmir halkı, eski belediye başkanları ve yöneticilerinin adlarının bu tür bir yolsuzluk soruşturması ile anılmasından dolayı büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Sosyal medyada konuyla ilgili yapılan yorumlar da ikiye bölünmüş durumda. Bazı kullanıcılar soruşturmanın siyasi amaçlı olduğunu öne sürerken, bazıları ise adaletin yerini bulmasını talep ediyor.
Savcılıktan Açıklama: Deliller Güçlü
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan açıklamada soruşturmanın genel hükümler çerçevesinde yürütüldüğünü ve ellerindeki delillerin oldukça güçlü olduğunu belirtti. Şüphelilerin eylemlerinin ciddi boyutlara ulaştığı ve yapılan işlerin çoğunun fiilen gerçekleşmediği ifade edildi.