Tuğba Ekinci, bir televizyon programında sarf ettiği ifadeler nedeniyle sınıfsal nefret söylemiyle suçlandı ve mahkeme tarafından 7 bin 500 TL adli para cezasına çarptırıldı. Karar, emekçi sınıflara yönelik sistematik aşağılama söylemleriyle ilgili verilen nadir yargı kararlarından biri olarak değerlendiriliyor.
Televizyon ekranlarında yaptığı açıklamalarda, köyde yaşayan yurttaşları ve market çalışanlarını potansiyel suçlular gibi hedef alan Ekinci’nin sözleri, kamuoyunda büyük tepki toplamıştı. Bu ifadelerin ardından harekete geçen Tez-Koop-İş Sendikası, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak yargı sürecini başlattı.
Mahkeme: “Sosyal Sınıf Farkına Dayanarak Alenen Aşağılama Yapıldı”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Tuğba Ekinci’nin açıklamalarının yalnızca hakaret değil, aynı zamanda işçi sınıfına yönelik sistematik bir aşağılamayı içerdiği vurgulandı. Mahkeme de bu görüşe katılarak Ekinci’nin, halkın bir kesimini yaşam biçimi ve sınıfsal konumu nedeniyle alenen aşağıladığına hükmetti.
Sanığa verilen 7 bin 500 TL’lik adli para cezası, Türkiye’de televizyon üzerinden yayılan sınıfsal nefret söylemine karşı verilen ilk ciddi yanıt olarak görülüyor.
Tepki Çeken Sözler: “Sapık da Olur, Manyak da…”
Söz konusu ifadeler, 31 Ekim 2023’te TV8’de yayınlanan “2. Sayfa” programında dile getirildi. Tuğba Ekinci, programda şunları söylemişti:
“Bu adama ne öğretebilirsin, görmemiş. Gözü de kayar, beyni de kayar, hormon seviyesi tavansa sapık da olur, manyak da olur… Bütün davaları inceleyin, sigortasız market çalışanları, bilmem ne, bunları yapanlar…”
Bu sözlerin bilinçli ve aşağılayıcı bir tutum içerdiğini belirten savcılık, Ekinci’nin yalnızca bireysel hakaret etmediğini, sistematik bir sınıf düşmanlığı sergilediğini ifade etti.
Tez-Koop-İş: “Bu Karar, Halkın Onuruna Yapılmış Bir İade-i İtibardır”
Karar sonrası yazılı bir açıklama yayımlayan Tez-Koop-İş Sendikası, süreci sadece bireysel bir mahkûmiyet olarak değil, “sınıfsal kibirle mücadelede bir halk davası” olarak gördüklerini belirtti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Emekçiler ne eğitimsiz, ne görmemiş, ne de potansiyel suçludur. Aksine bu toplumun yükünü sırtlayan alın terinin temsilcileridir. Tuğba Ekinci’nin bu sınıfçı hakaretleri karşısında verilen karar eksik de olsa önemli bir adımdır. Bu karar, pazarda, markette, köyde, taşrada çalışan milyonlarca insanın onuruna yapılmış bir iade-i itibardır.”
Sendika ayrıca, sınıfsal söylemlerle hedef alınan her emekçi adına bu tür davaların takipçisi olacaklarını da duyurdu.
Nefret Söylemi: Cezai Bir Suç, Toplumsal Bir Yaradır
Bu karar, Türkiye’de uzun süredir tartışılan ancak hukuki zeminde nadiren karşılık bulan sınıf temelli ayrımcılık konusunu yeniden gündeme taşıdı. Özellikle medya ve ünlü figürlerin kullandığı dilin toplumsal barışı tehdit eder boyutlara ulaşabildiği görülüyor.
Tuğba Ekinci’nin sözleri, yalnızca bireysel bir çıkış olarak değil, ekranlarda yıllardır normalleştirilmeye çalışılan sınıfçı tavırların somut örneği olarak kayda geçti. Mahkemenin verdiği para cezası ise, bu tür söylemlere karşı sembolik de olsa bir uyarı niteliği taşıyor.