ABD Başkanı Donald Trump, uluslararası ticaret politikalarında sık sık yön değiştirmesiyle bir kez daha tartışma konusu oldu. Yakın zamanda 60’tan fazla ülkeye uygulanan gümrük vergilerini 90 günlüğüne askıya alması, hem ekonomistler hem de iş dünyası tarafından “kararsızlık”, “belirsizlik” ve “güvensizlik” gibi kavramlarla değerlendiriliyor. Bu son hamle, Trump’ın bir yandan “büyük ekonomik strateji” olarak lanse ettiği politikaların, öte yandan ABD ve küresel piyasalarda ciddi bir kaosa yol açtığı gerçeğini gözler önüne seriyor.
Vergi Kararı Değil, Algı Yönetimi
Trump’ın danışmanları bu karar değişikliğini “tarihin en büyük ekonomik stratejisi” olarak tanımlarken, birçok ekonomi uzmanı bunun kısa vadeli siyasi manevra ve “göstermelik bir zafer” olduğunu savunuyor. Stanford Üniversitesi’nden ekonomist John Cochrane, Trump’ın sürekli değişen vergi politikalarını “kurt geldi diye bağıran çocuk” masalına benzetiyor ve ekliyor:
“Bu tarz oynamalar artık sadece öfke yaratıyor. Bu vergilerin niyeti belli değil, sürekli gerekçesi değişiyor.”
Kararın Piyasalara Etkisi: Güvensizlik, Stagflasyon ve Tüketici Tedirginliği
Trump, 2 Nisan 2025’te yaptığı konuşmayla neredeyse tüm ithalatlara %10’luk baz gümrük tarifesi, bazı ülkelere ise çok daha yüksek oranlar getirmişti. Bu kararı “Kurtuluş Günü” olarak duyurmuş, ülkeyi ekonomik bağımsızlığa kavuşturacağını iddia etmişti. Ancak sadece bir hafta sonra, bu tarifeler 90 gün süreyle askıya alındı.
Ekonomideki bu ani U dönüşü, borsada dalgalanmaya, tüketici güveninde erozyona ve yatırım planlarında duraksamaya neden oldu. MIT’den Nobel ödüllü ekonomist Simon Johnson, “Artık hiçbir şirket ABD pazarında yatırım kararı alırken önünü göremiyor” diyor. Üstelik bazı tüketiciler, olası fiyat artışlarına karşı erken alım davranışı gösterirken, diğerleri harcamalarını kısıtlıyor. Bu da iç talepte dengesizliğe neden oluyor.
ABD-Çin Arasındaki Ticaret Savaşı Kızışıyor
Trump, sadece Çin’e karşı tavizsiz kalmaya devam ediyor. Çin mallarına uygulanan %145 oranındaki gümrük vergisi, Pekin tarafından %125’lik misilleme vergisiyle karşılık buldu. Columbia Üniversitesi’nden Joseph Stiglitz’e göre bu karşılıklı vergiler, sadece tüketici ürünlerini değil, ABD endüstrisinin temel yapı taşlarını oluşturan parçaları ve ara malları da etkileyecek.
“Walmart’taki her şeyin fiyatı ikiye katlanacak.”
ABD Ekonomisinin Hizmet Sektörü Göz Ardı Ediliyor
Stiglitz ayrıca Trump’ın hizmet sektörünü yok saydığını, oysa ABD ekonomisinin temelinin bu alana dayandığını vurguluyor.
“Trump 1950’lerde kaldı. Finans, reklam, teknoloji gibi hizmet ihracatlarımız baltalanıyor. Turizm çöktü, öğrenci vizeleri iptal ediliyor, üniversiteler zarar görüyor.”
Ekonomide ‘Stagflasyon’ Riski Kapıda
Yüksek fiyatlar ve üretimde durgunluk kombinasyonu olarak bilinen stagflasyon, Trump’ın ticaret politikalarıyla birlikte tekrar gündeme geldi. Hem ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, hem de JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, resesyon ve yüksek enflasyonun birlikte yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Özellikle temel bileşenlerin maliyetlerindeki artış ve güven erozyonu, üretim ve istihdam alanlarında uzun vadeli daralmaları beraberinde getirebilir. Fed’in bu süreçte faiz artırması ise durgunluğu derinleştirebilir.
Anlık Kazanç, Kalıcı Hasar
Trump’ın bu son geri adımı, kısa vadeli bir siyasi kazanım gibi sunulsa da, uzun vadede ABD’nin ekonomik itibarına, ticari istikrarına ve uluslararası güven ortamına ciddi zararlar veriyor. Ticaret anlaşmalarının hiçbir garantisinin kalmaması, dış yatırımı ve ihracat ilişkilerini zora sokuyor. Joseph Stiglitz’in şu sözleri, durumun özeti niteliğinde:
“Artık kimse ABD ile anlaşma yapmaya cesaret edemiyor. Çünkü yarın her şey değişebilir.”