ABD Başkanı Donald Trump’ın uzun süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşı için yeni bir barış planı üzerinde çalıştığını açıklaması, küresel enerji piyasalarında büyük bir dalgalanmayı tetikledi. Cuma günü uluslararası petrol fiyatları sert düşüşler yaşarken enerji şirketlerinin hisseleri aynı anda değer kaybetti.
Yatırımcılar, basına sızdırıldığı belirtilen planın detaylarını inceledikçe hem petrol kontratlarında hem de büyük enerji şirketlerinde olumsuz bir hava oluştu. Bu gelişme, piyasalarda jeopolitik beklentilerin fiyatlamalar üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
Petrol Kontratlarında Sert Hareketler
Uluslararası gösterge olan Brent petrolü, Ocak vadeli kontratlarda yüzde 2,2 düşerek varil başına 62 dolar seviyesine kadar geriledi. Brent, önceki seansta da hafif bir kayıp yaşamıştı ancak Trump’ın planına ilişkin detayların küresel medyada geniş yer bulmasıyla birlikte satışlar hızlandı.
ABD’nin gösterge petrolü West Texas Intermediate (WTI) tarafında da benzer bir tablo görüldü. Ocak vadeli kontratlar yüzde 2,6’lık düşüşle 57,46 dolar seviyesini test ederken Perşembe gününü yüzde 0,5 kayıpla kapatmıştı. Yatırımcıların risk iştahının azalması, enerji piyasasının genelinde baskı oluşturdu.
Analistler, petrol fiyatlarındaki düşüşün yalnızca arz-talep dengesine değil, aynı zamanda siyasi beklentilere bağlı fiyatlamalara da işaret ettiğini belirtiyor. Çünkü olası bir barış planı, savaş kaynaklı tedarik risklerinin azalması anlamına geliyor ve bu durum petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Avrupa Enerji Hisselerinde Büyük Kayıplar
Petrol fiyatlarıyla birlikte Avrupa enerji hisseleri de gerilemeye başladı. Stoxx Petrol ve Gaz Endeksi, Cuma günü yüzde 2,4’ten fazla düşerek haftanın en zayıf performanslarından birini sergiledi.
İngiltere merkezli enerji devleri Shell ve BP, yaklaşık yüzde 1,4 değer kaybetti. Norveçli üretici Equinor yüzde 2,3, Almanya merkezli Siemens Energy ise neredeyse yüzde 8 oranında geriledi.
ABD cephesinde de tablo çok farklı değildi. Petrol devi Exxon Mobil yüzde 1,1, Chevron ise yüzde 0,6 düşüşle işlem gördü. Bu senkronize kayıplar, küresel enerji sektörünün jeopolitik risklere karşı büyük bir duyarlılık gösterdiğini ortaya koydu.
Trump’ın Barış Planının Detayları Neden Endişe Yarattı?
Piyasaların tedirginliği, yalnızca savaşın sona erme ihtimalinden değil, bu ihtimalin nasıl gerçekleşeceğine dair belirsizlikten kaynaklanıyor. ABD basınında yer alan ve Associated Press’in bir taslak kopyasını ele geçirdiğini duyurduğu plana göre Washington yönetimi, Ukrayna’nın Kırım, Luhansk ve Donetsk dahil olmak üzere bazı bölgelerden çekilmesini öneriyor.
Ek olarak Ukrayna’nın NATO’ya katılmayacağına dair garanti vermesi, Kiev’e ise belirli sınırlar içinde “güvenilir” güvenlik garantilerinin sunulması öngörülüyor. Planın en tartışmalı kısmı ise Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin personel sayısının 600 bin ile sınırlandırılması. Bu da mevcut yaklaşık 900 binlik kapasitenin üçte bir oranında azaltılması anlamına geliyor.
Bu şartlar, analistler tarafından Rusya lehine olarak yorumlanırken Ukrayna’nın bu teklife sıcak bakmayacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor.
Zelenski’nin Açıklamaları: “Ukrayna Çok Zor Bir Seçimle Karşı Karşıya Kalabilir”
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump’ın planına dair yaptığı açıklamada ülkesinin “çok zor bir seçimle karşı karşıya kalabileceğini” ifade etti. Zelenski, ulusal güvenliği ilgilendiren bu tür tekliflerin tek taraflı bir baskıyla kabul edilemeyeceğini ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün kırmızı çizgi olduğunu belirtti.
Kiev yönetimi, 2014’ten bu yana el değiştiren bölgeler konusunda taviz verilmesini desteklemiyor. Bu nedenle taslak planın olası bir anlaşma için yetersiz olduğu düşünülüyor.
Avrupa’dan Gelen Tepkiler
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel‘in kıdemli uzmanı Guntram Wolff, planın sürdürülebilir bir barış sağlamasının zor olduğunu söyledi. CNBC’ye konuşan Wolff, personel sayısını düşürme önerisinin “Ukrayna’nın savunma gücünü zayıflatacağını” vurguladı ve “Bu planın işleyeceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
Avrupa’daki birçok analist, Trump yönetiminin baskıyı artıracağını ancak Kiev’in bu şartları kabul etmeyeceğini öngörüyor.
ABD Yaptırımları ve Piyasaya Etkisi
Aynı dönemde ABD’nin Rus petrol devleri Rosneft ve Lukoil için uyguladığı yeni yaptırımların yürürlüğe girmesi de piyasalarda ek bir belirsizlik yarattı. Analistler, hem yaptırımların hem de barış planına yönelik belirsizliğin petrol fiyatları üzerinde baskı yarattığını belirtiyor.
Saxo Bank stratejistleri, yatırımcıların Ukrayna’nın bu koşulları kabul etmesi için artan diplomatik baskı nedeniyle tedirgin olduklarını ve bu kaygının fiyatlamalara yansıdığını açıkladı.
