Yapay zekâ, tarihin gördüğü en büyük ekonomik sıçramalardan birini tetiklemek üzere olabilir. Silikon Vadisi’nde birçok vizyonere göre, masabaşı işler dahil birçok alanda insanlardan daha yüksek performans gösterecek yapay genel zekâ sayesinde, dünya ekonomisinde GSYİH büyümesi %30’un üzerine çıkabilir.
Bu iddia ilk bakışta aşırı iyimser görünebilir. Ancak tarihe bakıldığında, daha önce “imkânsız” denen birçok dönüşümün gerçekleştiği hatırlanmalı. Tıpkı buhar gücüyle başlayan sanayi devriminde olduğu gibi, yapay zekâ da yepyeni bir çağın kapılarını aralıyor olabilir.
Sanayi Devriminden AGI Dönemine
1700 yılına kadar dünya ekonomisi yılda yalnızca %0.1 oranında büyüyordu. Ancak buharlı makinelerin devreye girmesiyle birlikte 1820’ye kadar bu oran %0.5’e, 20. yüzyılda ise %2.8’e çıktı. Bu oran üretimin her 25 yılda ikiye katlandığı anlamına geliyordu. Şimdi ise, büyümenin ivmesi daha da hızlanabilir.
The Economist dergisinin analizine göre, yapay zekâ sayesinde sadece üretim değil, bilimsel araştırmalar, hizmet sektörü ve finansal süreçler gibi karmaşık alanlarda da otomasyon mümkün olacak. Bu da, sadece insan emeğine değil, insan zekâsına dayalı tüm sistemlerin yeniden inşa edilmesini gündeme getirebilir.
Üretkenlikte Sıçrama Mümkün Mü?
Bugün birçok iktisatçı, yapay zekânın üretkenliği artırma gücü konusunda hemfikir. Ancak tartışma, bu artışın ne kadar büyük olabileceği üzerine odaklanıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Daron Acemoğlu, yapay zekânın önümüzdeki on yıl içinde GSYİH’yi en fazla %1–2 oranında artırabileceğini öngörüyor. Fakat bu görüş, yapay zekânın hâlâ sınırlı yeteneklere sahip olduğu 2023 verilerine dayanıyor.
Diğer yandan, radikal senaryolar yapay zekânın bilimsel gelişmeleri bile otomatikleştirebileceğini ve büyümenin katlanarak artacağını iddia ediyor. Bu görüşe göre, yeterli altyapı ve enerjiyle üretimin çok büyük bir bölümü makineler tarafından yapılabilir.
Fikirler Yeni Fikirleri Doğurursa
İçsel büyüme modellerine göre, bir ekonominin uzun vadeli büyümesi fikir üretimine dayanır. Eğer fikirler yeni fikirleri doğurmaya devam ederse, büyüme de sınırsız hale gelebilir. Yapay zekâ, bu döngüyü daha da hızlandırabilir. AI Futures Project’in projeksiyonlarına göre, bilimsel araştırmaların büyük bir bölümü 2027 yılı itibarıyla otomatikleştirilmiş laboratuvarlarca yürütülecek.
Bu durum gerçekleşirse, yapay zekâ yatırımları yalnızca teknoloji geliştirmeye değil, aynı zamanda ekonomik sistemlerin kökten dönüşümüne de yön verecek. Erken dönemde sağlanan otomasyon kazançları yeniden donanım ve yazılıma aktarılacak; böylece ekonomik büyüme %20’nin üstüne taşınabilecek.
Tüm Bu Büyüme Kimin İçin?
Bu dönüşüm, sadece teknolojik değil, toplumsal da bir kırılma olabilir. Sanayi devrimi döneminde olduğu gibi, ilk büyüme dalgaları emekçiler açısından yıkıcı olabilir. 1800 yılında İngiltere’de bir inşaat işçisinin aldığı ücret, 1230’dakiyle neredeyse aynıydı. Bugün de benzer bir tarih tekerrürü yaşanabilir.
Yapay zekâ, sermaye sahiplerine muazzam fırsatlar sunarken, işçilerin gelir kaynakları azalabilir. Bu senaryoda emek piyasasından dışlanan bireyler yalnızca rantiye gelirlerine bağlı kalabilir.
Otomasyon Her Yeri Kapsayacak Mı?
Yapay zekâ yazılımsal alanda güçlü olsa da, robotik donanımda aynı hızla ilerlenmezse fiziksel iş gücüne hâlâ ihtiyaç duyulabilir. Tesisatçı, antrenör, şef gibi meslekler bu alana girer. Bu sektörler, Baumol etkisi olarak bilinen ekonomik durumla karşı karşıya kalabilir: Verimlilik artışının zor olduğu sektörlerde ücretler yükselir.
Bu etki, zenginlerin gelirlerinin büyük kısmını otomatikleştirilmesi zor hizmetlere harcamasıyla daha da pekişebilir. Restoranlar, kişisel bakım, çocuk bakımı gibi alanlarda insan emeğine olan talep sürebilir.
Sınırsız Büyüme Mümkün Mü?
Teorik olarak evet. Ancak büyümenin sınırsız hale gelmesi, sadece teknolojinin değil; enerji, veri, regülasyon ve kurumsal işleyiş gibi birçok faktörün uyumlu ilerlemesine bağlı. George Mason Üniversitesi’nden Tyler Cowen, teknolojinin potansiyeline rağmen büyümenin yavaş olabileceğini vurguluyor: “Yapay zekâ ne kadar güçlü olursa, diğer faktörlerin zayıflıkları sizi o kadar çok bağlar.”
Refah Mı, Yeni Bir Uçurum Mu?
Akıllı telefonlar ve internet dahi büyüme oranlarını çok artırmadı ama dünyayı değiştirdi. Aynı şekilde yapay genel zekâ da büyüme üzerinde ölçülü etkilere sahip olabilir ancak iş yapma biçimlerinden sosyal yapıya kadar pek çok unsuru yeniden tanımlayabilir.
O yüzden asıl soru şu: Bu büyük patlama sadece elit bir kesimin mi işine yarayacak, yoksa herkesi içine alacak yeni bir refah düzeni kurulabilecek mi?