Türk Dil Kurumu’nun her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği ve kamuoyunun yakından takip ettiği yılın kelimesi oylamasında, 2025 yılına damga vuran kavram belli oldu. Türk Dil Kurumu tarafından halkın katılımıyla yapılan değerlendirme sonucunda, yılın kelimesi/kavramı “dijital vicdan” olarak seçildi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaklaşık 300 bin kişinin katıldığı oylamanın ardından sonucu kamuoyuyla paylaştı.
Bu seçim, yalnızca bir kelimenin öne çıkmasından ibaret değil. Aynı zamanda dijital çağın bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisini, vicdan ve sorumluluk kavramları üzerinden yeniden düşünmeye davet eden güçlü bir mesaj taşıyor. Dolayısıyla “dijital vicdan”, 2025’in ruhunu yansıtan kavramsal bir çerçeve olarak dikkat çekiyor.
“Dijital Vicdan” Neyi Anlatıyor?
Seçilen dijital vicdan kavramı, günümüzün çevrim içi dünyasında vicdani reflekslerin nasıl şekillendiğine dair önemli bir sorgulamayı içinde barındırıyor. Bu kavram, bireylerin toplumsal olaylara karşı gerçek bir sorumluluk üstlenmek yerine, çoğu zaman yalnızca beğeni, paylaşım ya da yorum gibi dijital tepkilerle yetinmesini ifade ediyor. Başka bir deyişle, vicdanın dijital ortama sıkışmasını ve eylemin yerini sembolik tepkilerin almasını anlatıyor.
Bununla birlikte, dijital vicdan kavramı, artan farkındalığa rağmen derinlikten uzak kalan tepkilere de işaret ediyor. Her gün milyonlarca içerikle karşılaşan bireyler, yaşanan acılara ya da adaletsizliklere hızla tepki veriyor gibi görünse de, bu tepkilerin büyük bölümü kalıcı bir davranışa dönüşmüyor. İşte tam bu noktada, “dijital vicdan” kavramı, çağın vicdani sınavını gözler önüne seriyor.
Halkın Katılımıyla Belirlenen Bir Kavram
TDK’nin bu çalışması, yalnızca akademik bir değerlendirmeye değil, aynı zamanda geniş katılımlı bir halk oylamasına dayanıyor. Yaklaşık 300 bin kişinin oy kullandığı süreç, toplumun hangi kavramlarla kendini daha yakın hissettiğini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor. Bu yönüyle Türk Dil Kurumu, dili yaşayan bir yapı olarak ele aldığını ve toplumsal dönüşümü yakından izlediğini bir kez daha göstermiş oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, sürece katkı sunan kurumlara da özellikle dikkat çekti. Oylama ve değerlendirme sürecinin, Ankara Üniversitesi ile İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi iş birliğiyle oluşturulan akademik kurul tarafından titizlikle yürütüldüğü belirtildi. Böylece seçilen kavram, yalnızca popülerlik değil, içerik ve anlam derinliği açısından da değerlendirildi.
Dijital Çağda Vicdanın Dönüşümü
Teknolojinin hayatın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, vicdan kavramı da yeni bir biçim kazanmış durumda. Dijital vicdan, bireylerin sosyal medyada sergilediği duyarlılık ile gerçek hayattaki davranışları arasındaki mesafeye dikkat çekiyor. Bir olay karşısında hızlıca paylaşım yapmak, çoğu zaman kişiye psikolojik bir rahatlama sağlarken, sorumluluğun yerine getirildiği hissini de doğurabiliyor.
Ancak uzmanlara göre bu durum, vicdani reflekslerin yüzeyselleşmesine yol açabiliyor. Gerçek bir çaba, zaman ve emek gerektirirken; dijital tepkiler çoğu zaman anlık ve geçici kalıyor. Dolayısıyla seçilen kavram, bireyleri kendi davranışlarını sorgulamaya davet eden güçlü bir ayna işlevi görüyor.
Aday Kelimeler Ne Anlatıyordu?
2025 yılı için belirlenen aday kelimeler listesi de dikkat çekiciydi. Değerlendirme kurulunun ve vatandaşların önerileri doğrultusunda finale kalan kavramlar şunlardı: “dijital vicdan”, “vicdani körlük”, “çorak”, “eylemsiz merhamet” ve “tek tipleşme”. Bu kavramların tamamı, toplumsal duyarlılık, bireysel sorumluluk ve çağın ruhu etrafında şekillenen ortak bir temayı paylaşıyor.
Özellikle “eylemsiz merhamet” ve “vicdani körlük” gibi ifadeler, dijital vicdan kavramıyla doğrudan bağlantı kuruyor. Bu durum, seçilen kelimenin rastlantısal değil; 2025’in toplumsal ruh halini özetleyen bir bütünün parçası olduğunu gösteriyor.
Topluma Tutulan Bir Ayna
Sonuç olarak, TDK yılın kelimesi olarak seçilen dijital vicdan, yalnızca bir dil tercihi değil; aynı zamanda güçlü bir toplumsal mesaj niteliği taşıyor. Bu kavram, bireyleri dijital dünyadaki davranışlarını yeniden düşünmeye, duyarlılık ile sorumluluk arasındaki farkı sorgulamaya davet ediyor. 2025’in kelimesi olarak “dijital vicdan”, hem bugünü anlamak hem de geleceğe dair önemli bir farkındalık oluşturmak açısından dikkat çekici bir başlık olarak öne çıkıyor.
