Tayland, uzun süredir beklenen siyasi sarsıntılardan birini daha yaşıyor. Ülkenin Anayasa Mahkemesi, Başbakan Paetongtarn Shinawatra hakkında verdiği kritik kararla ülke gündemine damga vurdu. Mahkeme, başbakanı 2’ye karşı 7 oyla geçici olarak görevden uzaklaştırdı. Bu gelişme, sadece Tayland için değil, tüm Güneydoğu Asya için yankı uyandıracak nitelikte.
Etik İhlaller ve Sızdırılan Görüşme
Kararın temelinde, Başbakan Paetongtarn’ın Kamboçya’nın fiili lideri Hun Sen ile gerçekleştirdiği özel bir telefon görüşmesinin sızdırılması yer alıyor. Bu görüşmenin içeriği, siyasi ve askeri hassasiyetleri tetiklemiş durumda. İddiaya göre Paetongtarn, bu görüşmede Tayland ordusuna yönelik küçümseyici bir üslup kullanarak, anayasal sorumluluklarını ihlal etti.
Üstelik bu görüşmede Hun Sen’e “amca” diyerek hitap etmesi ve taleplerine “ayarlama” teklifinde bulunması, birçok siyasetçi tarafından ulusal çıkarları zedeleyici bir tutum olarak değerlendirildi. Bu nedenle, 36 senatör tarafından hazırlanan dilekçeyle Paetongtarn’a karşı “etik ihlal ve sahtekârlık” suçlamaları resmileşti.

Hükümette Şok Etkisi: Koalisyon Dağılıyor
Kararın hemen ardından ülkede siyasi dengeler hızla değişmeye başladı. Paetongtarn’ın liderliğini yaptığı koalisyon, sarsıntı geçirmeye başladı. Önemli partilerden biri ittifaktan çekilirken, Bangkok sokaklarında binlerce gösterici başbakanın istifasını talep ediyor.
Öte yandan, mecliste yakın zamanda bir güvensizlik oylaması yapılması bekleniyor. Bu oylama, Paetongtarn’ın kaderini tamamen değiştirebilir. Şu an itibarıyla hükümetin yönetimi, geçici olarak Başbakan Yardımcısı tarafından sürdürülecek.
Askeri Müdahale Riski Gündemde
Tayland ordusu, tarihsel olarak ülkenin politik süreçlerinde etkin bir rol oynamış bir kurum. Bu nedenle, siyasi belirsizlik dönemlerinde askeri müdahale ihtimali sıkça gündeme gelir. Özellikle başbakanın, ordu komutanını eleştirdiği sızdırılan görüşme, kurumun sabrını zorlamış olabilir.
Ancak bölge uzmanlarına göre, bu sefer olası bir darbe daha düşük bir ihtimal. Zira Tayland halkı ve uluslararası toplum, artık demokratik süreçlerin dışına çıkılmasına oldukça mesafeli yaklaşıyor. Yine de belirsizlik havası, yatırımcıları ve halkı tedirgin etmeye devam ediyor.
Geçmişin Tekerrürü Mü?
Bu gelişmeler, Tayland’ın politik tarihinde sıkça karşılaşılan bir durumu yeniden gündeme getiriyor. Hatırlanacağı üzere, Paetongtarn’ın selefi Srettha Thavisin de etik ihlaller nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından görevden alınmıştı. Dolayısıyla halkın zihninde şu soru beliriyor: “Bu, kronik bir siyasi döngü mü?”
Cevap, büyük ölçüde mahkemenin Paetongtarn hakkında vereceği nihai karara ve kamuoyunun bu sürece vereceği tepkiye bağlı olacak.
Ülke Ekonomisi ve Gelecek Beklentileri
Bu kriz yalnızca siyaseti değil, Tayland ekonomisini de doğrudan etkiliyor. Zaten yavaşlama eğiliminde olan ekonomi, şimdi bir de liderlik boşluğu ile mücadele etmek zorunda. Yatırımcı güveninin zedelendiği bu dönemde, ülkenin geleceği için acil ve şeffaf adımlar atılması gerekiyor.
Uzmanlar, istikrarsızlığın uzun vadede turizm, dış yatırım ve iç piyasaya zarar verebileceğini belirtiyor. Dolayısıyla yeni bir yönetim vizyonu, sadece siyasi değil ekonomik reformlarla da desteklenmeli.
Tayland Yeni Bir Yol Ayrımında
Tayland, bir kez daha kritik bir dönemece girmiş durumda. Başbakan Paetongtarn Shinawatra’nın görevden uzaklaştırılması, siyasi haritayı yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Önümüzdeki haftalarda Anayasa Mahkemesi’nin vereceği nihai karar, sadece bir liderin değil, bir ülkenin rotasını da belirleyecek.
Bu sürecin sonunda Tayland ya demokratik istikrarı yeniden inşa edecek ya da geçmişteki askeri ve politik çıkmazlara geri dönecek. Tüm gözler şimdi mahkeme salonlarında ve sokaklardaki halkın nabzında.