İran’ın başkenti Tahran, ülkeyi vuran son 60 yılın en şiddetli kuraklık krizi nedeniyle tarihi bir dönemeçten geçiyor. New York Times‘ın haberine göre, İranlı yetkililer su kaynaklarının kritik seviyeye düşmesi üzerine suyu karneye bağlama uygulamasına başladı. Krizin boyutları o kadar ciddi ki, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, kuraklığın devam etmesi halinde kentin tahliye edilebileceği yönünde şok bir uyarıda bulundu. Bu durum, 10 milyondan fazla insanın yaşadığı bu büyük metropolde sadece günlük yaşamı değil, aynı zamanda hükümetin yönetim kapasitesini de sınayan bir felakete işaret ediyor.
Barajlar Kritik Seviyede ve 100 Yıllık Yağışsızlık Rekoru
Su yetkilileri, Tahran’ı besleyen ana barajların kapasitesinin geçen hafta itibarıyla yüzde 5 seviyesine düştüğünü açıkladı. Ayrıca, sıcaklıkların hızla yükseldiği ve yaygın elektrik kesintilerinin yaşandığı bir yaz mevsiminin ardından sonbaharda da düşük yağışlar görüldü. Yetkililerin en endişe verici açıklaması ise, Tahran’da hiç yağış görülmediği ve bunun 100 yıldır yaşanmayan bir durum olduğu yönünde.
İran’ın su endüstrisi sözcüsü İsa Bozorgzadeh, krizin yönetimi için su basıncının gece yarısından sabaha kadar azaltılacağını duyurdu. Bu önlemle, hem kentsel sızıntının azaltılması hem de şehir rezervuarlarının yeniden doldurulması için bir fırsat yaratılması amaçlanıyor. Fakat, devlet destekli ajanslar, su kesintilerinin 10 günden uzun süredir sessiz sedasız uygulandığını bildirerek halkın geniş kapsamlı kesintiler konusunda endişelenmesine neden oldu.
Cumhurbaşkanından Şok Tahliye Tehdidi ve Komplo Teorileri
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Perşembe günü yaptığı açıklamada kuraklığın bir aydan fazla sürmesi halinde “Tahran’ı boşaltmak zorunda kalacakları” uyarısında bulundu. Pezeşkiyan, tahliyenin nasıl yönetileceğine dair bir detay vermezken, aylardır süren su krizine dikkat çekiyordu ve başkentin Basra Körfezi‘ne daha yakın, açık sulara erişimi olan güney bölgelerine taşınmasını teşvik etti.
Öte yandan, kuraklığın şiddeti, bazı İranlıların komplo teorileri üretmesine neden oldu; komşu ülkelerin İran’ın yağmur bulutlarını “çaldığı” ve onları başka yöne çevirdiği iddiaları gündeme geldi. İran’ın atmosferik su teknolojileri sorumlusu bu iddiaları çürütmeye çalışsa da, “Ancak insan bilgisi sürekli olarak ilerlediği için olasılıkları göz ardı edemeyiz” diyerek tartışmayı açık bıraktı.
Yapay Çözümler ve Kötü Yönetimin Uzun Dönem Etkileri
İran Enerji Bakanlığı, sonbaharda yağışı teşvik etmek için bulut tohumlama uygulamasını duyurdu. Bu yöntem, bulutlara gümüş iyodür gibi partiküller yaymayı içeriyor. Ancak, uzmanlar yöntemin işe yaraması için bulutların en az yüzde 50 nem içermesi gerektiğini, İran’daki bulutların ise şu anda bu seviyede olmadığını belirterek yapay çözümün etkinliğine şüpheyle yaklaştı.
Aslında, İran’ın su sorunları sadece düşük yağışlarla sınırlı değil. Araştırmalar, aşırı baraj inşası, yasa dışı kuyu kazımı ve sürdürülemez tarım uygulamaları gibi onlarca yıllık kötü yönetimin su rezervlerinin tükenmesine yol açtığını gösteriyor. İklim değişikliği ve artan sıcaklıklar da bu yapısal krizi derinleştiren faktörler arasında yer alıyor.
Bu kötü yönetimin en somut göstergelerinden biri de Tahran’daki yüksek yeraltı suyu çekimi. Bu durum, zeminin yılda 300 milimetre gibi alarm verici bir hızla çökmesine yol açtı. Bu rakam, altyapının güvenliği ve istikrarı açısından kabul edilen kritik eşik değerinin yaklaşık 60 katıdır.
Yağmur Duası mı, Bilimsel Çözüm mü?
Kısa vadede bir rahatlama görünmediği için, bazı yetkililer halkı yağmur için dua etmeye çağırdı. Tahran Belediye Meclisi Başkanı Mehdi Chamran, “Eskiden insanlar yağmur duası yapmak için çöle giderdi… Bunu da ihmal etmemeliyiz” diyerek dini çözümlere yönelmeyi teşvik etti.
Ancak, uzmanlar sorunun çözümünün dini ritüellerden çok, tarım sektöründeki su tüketim yöntemlerini modernize etmek ve farklı devlet kurumları arasındaki koordinasyonu sağlamak olduğunu belirtiyor. Hamburg Teknoloji Üniversitesi’nden su ve toprak uzmanı Nima Şükrü, farklı kurumların (baraj inşa eden, tarım alanlarını genişleten ve temkin çağrısı yapan) koordinasyonsuzluğuna dikkat çekerek, yapay zeka ve uydu teknolojilerinin daha iyi su uygulamaları geliştirmeye yardımcı olabileceğini belirtti. Ne var ki, İran’ın nükleer programı nedeniyle BM yaptırımları altında olması, bu teknolojik ve uluslararası çözümlere ulaşmasını neredeyse imkansız kılıyor.
