2015 yılında Amy Winehouse belgeseliyle Oscar kazanan Britanyalı yönetmen Asif Kapadia, ABD’nin izleme listesinde 10 yıl boyunca yer aldığını açıkladı. Kapadia, bu durumun bir taksi şoförünün kendisini yetkililere “şüpheli” olarak ihbar etmesiyle başladığını ifade etti. Ünlü yönetmen, yaşadığı bu deneyimi “izlenmeye ve paranoyaya alıştım” sözleriyle özetledi.
Şüpheli Fotoğraflar ve Durdurulan Yolculuk
Kapadia, yeni bilimkurgu filmi “2073”ün tanıtımı sırasında yaptığı açıklamada, 2000’li yıllarda New York’tan Birleşik Krallık’a dönerken yaşadığı unutulmaz olayı anlattı. Brooklyn Köprüsü’nü geçerken limuzin içerisinde Manhattan’ın gün batımını fotoğrafladığını belirten Kapadia, şoförünün dikkatlice kendisini izlediğini fark ettiğini söyledi.
Havalimanına vardığında ise beklemediği bir durumla karşılaştı:
“Adım söylendiğinde çantamı unuttuğumu sandım. Ancak 5-6 kişi geldi: İç güvenlik ekibi. Beni herkesin önünde durdurdular, çantamı boşalttılar ve sorguya çektiler. O sırada içerideki tek beyaz olmayan kişiydim.”
10 Yıl Süren İzleme
Olayın ardından Kapadia’nın seyahatleri, ABD’de paranoyak bir düzenin parçası haline geldi. İsmi izleme listesine alınan yönetmen, her seyahatinde sorgulanmaya başladı.
“Biniş kartımı her gösterdiğimde yeşil yerine kırmızı ışık yanıyordu. Hemen bir yere götürülüp sorgulanıyordum.”
Bu süreçte Universal Studios’un, Kapadia’nın projeleri üzerinde çalıştığını belgeleyen resmi bir yazı hazırlamak zorunda kaldığını ifade eden yönetmen, yetkililere açıklama yapmak zorunda kalmanın sıkıntılarını dile getirdi.
İzlenmeye Alışmak
Kapadia, yaşadığı bu tecrübenin kendisinde kalıcı bir etki bıraktığını ve yıllarca süren bu durumun, yalnızca seyahatlerini değil, ruh halini de etkilediğini belirtti:
“Artık izlenmeye ve paranoyaya alıştım.”
Yönetmen, Oscar ödüllü belgeseli Amy dışında, efsanevi Formula 1 sürücüsü Ayrton Senna’nın hayatını anlatan Senna ve futbol efsanesi Diego Maradona’yı konu alan belgeselleriyle de tanınıyor.
Yeni Film: 2073
Asif Kapadia’nın yeni bilimkurgu filmi “2073”, gizemli bir felaketin ardından “Yeni San Francisco”da geçen dramatik bir hikaye sunuyor. Yönetmen, dram ve belgesel öğelerini harmanlayan bu filmle, hem duygusal hem de görsel olarak çarpıcı bir dünya yaratmayı hedefliyor.
Kapadia’nın yaşadığı bu 10 yıllık izleme süreci, yönetmenin hem kişisel yaşamına hem de sinemasal bakış açısına derin bir iz bırakmış görünüyor.